Samsun, Karadeniz Bölgesi’nin en önemli şehirlerinden biri olarak hem doğal güzellikleri hem de tarihi zenginlikleriyle dikkat çeker. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde oynadığı kritik rolle bilinen şehir, aynı zamanda sahil şeridi boyunca uzanan plajları, yeşil yaylaları ve kültürel mirasıyla da ziyaretçilerine çeşitli deneyimler sunar. Denizle iç içe bir şehir olan Samsun, aynı zamanda doğa tutkunları, tarih meraklıları ve sakinlik arayan gezginler için ideal bir destinasyondur.
Samsun’da gezilecek yerler, sadece şehir merkezinde değil, çevre ilçelerde de oldukça zengindir. Bandırma Vapuru Müzesi gibi Cumhuriyet tarihine ışık tutan mekânlardan, Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti gibi doğa harikalarına kadar geniş bir yelpazede keşfedilecek pek çok nokta bulunur. Hem yaz hem de bahar aylarında keyifle ziyaret edilebilecek bu şehir, kültürel mirasını koruyan yapıları ve Karadeniz’in serin esintisi eşliğinde sunduğu doğal güzellikleriyle unutulmaz bir seyahat fırsatı sunar.
1. Şahinkaya Kanyonu Tabiat Parkı – Doğa yürüyüşleri, tekne turu, manzara noktaları
Şahinkaya Kanyonu Tabiat Parkı, Samsun’un Vezirköprü ilçesinde, Altınkaya Baraj Gölü üzerinde yer alır ve ülkemizin en etkileyici doğal oluşumlarından biridir. Kanyonun uzunluğu yaklaşık 1.500–3.250 m, yüksekliği ise yaklaşık 324–340 m civarındadır; bu özellikleriyle Türkiye’nin ikinci büyük su kanyonu olarak kabul edilir. 2012 yılında “ulusal turizm bölgesi”, 2015 yılında ise tabiat parkı olarak ilan edilerek ziyaretçileri için doğa ve manzara açısından koruma altına alınmıştır.
Tabiat parkı sınırları içinde, yürüyüş yolları, piknik kamelyaları ve mesire alanları gibi düzenlemeler mevcuttur. Kanyon, Kızılırmak’ın turkuaz sularıyla sarp kayalıklar arasında uzunluğunda tekne turlarıyla keşfedilebilir; yaklaşık 40 dakikalık bu gezilerle su yüzeyinden muhteşem manzaralar izlenebilir. Ayrıca kano, kamp, doğa fotoğrafçılığı, amatör balıkçılık gibi aktiviteler yapılabilmektedir. Parkta kızılçam ve meşe başta olmak üzere çeşitli bitki türleri; su samuru, şahin, tilki, sincap ve karaca gibi zengin bir yaban hayatı da gözlemlenebilir. Kısacası Şahinkaya Kanyonu, hem manzara hem doğa odaklı aktiviteler için eşsiz bir destinasyondur.
2. Bandırma Vapuru Müzesi – Kurtuluş Savaşı’nın sembol mekanlarından biri
Bandırma Vapuru Müzesi, Samsun’un Canik (veya Doğu Park) bölgesinde yer alan ve Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’daki Samsun çıkışını gerçekleştirdiği tarihi geminin birebir ölçülerine uygun olarak yeniden inşa edilmiş replikasını bünyesinde barındıran eşsiz bir açık hava müzesidir. Gemi, orijinal çizim ve ölçülerine sadık kalınarak 2001 yılında inşa edilmiş ve 2003 yılında ziyarete açılmıştır. Bu gemi, Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcına işaret eden sembolik bir yapı olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki yerini alır.
Müze gemisi içinde; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve beraberindeki kurmaylara ait balmumu heykeller, kaptan ve mürettebat dekorları, konferans salonu, sergi salonları ve döneme ait objeler sergilenmektedir. Ayrıca çevresindeki açık hava alanında Milli Mücadele dönemi panoraması, seramik kabartmalar ve Şehitler Yazıtı gibi unsurlar da ziyaretin kapsamını genişletmektedir. Müze, hem yerli hem yabancı pek çok ziyaretçiyi ağırlamaktadır; 2023’ün ilk altı ayında 126.221 ziyaretçi ile son yılların rekorunu kırmıştır.
3. Atakum Sahili / East Park – Sahil keyfi, park ve yeşil alanlar
Atakum Sahili (East Park olarak da anılan bölüm), Karadeniz sahilindeki en uzun ve popüler yürüyüş ve dinlenme yerlerinden biridir. Adnan Menderes Bulvarı boyunca uzanan sahil şeridinde, kafeler, restoranlar, iskeleler, çocuk oyun alanları, bisiklet yolları ve geniş dinlenme alanları yer alır. Sahilde hem denize girme imkanı hem de görece serin havada yürüyüş, dinlenme ya da manzara izleme deneyimi sunulmaktadır.
Ayrıca East Park, yalnızca bir sahil alanı değil, aynı zamanda yeşil park düzenlemeleri, spor sahaları (basketbol, futbol), çocuk oyun alanları ve kafelerle donatılmış geniş bir rekreasyon alanıdır. Parkın bir bölümünden de Balkan Savaşı ve Kurtuluş Savaşı destanının başladığı yer olan Bandırma Vapuru Müzesi’nin bulunduğu kısma erişim vardır; bu da parkın hem doğal hem de tarihsel açıdan önemli bir ziyaret noktası olmasını sağlar. Atakum’un hızla gelişen turistik ve kent yaşamı içinde hem sakin doğa molaları hem de sosyal aktiviteler için ideal bir alan olarak öne çıkar.
4. Amisos Tepesi – Samsun manzaralarıyla ünlü tarihi tepe
Amisos Tepesi, diğer adıyla Amisos Hill veya Baruthane Tepesi, Samsun’un İlkadım ilçesinde, Karadeniz kıyısında yer alan hem tarihî hem de doğal güzellikleri bir araya getiren bir tepedir. Bu bölge, Antik Amisos antik kenti üzerine kuruludur. Miletoslular tarafından MÖ 7. yüzyılda kolonileştirilmiş, yüksek zeminli bir akropol şeklindeki Toraman Tepe, şehir surları, halkın yerleşimi ve nekropolis alanları barındırmıştır. Amisos Tepesi’nde yapılan kazılarda bulunan “Amisos Hazinesi”, Pontos krallarına ait olduğu düşünülen altın takı ve değerli eserlerle dolu bir mezara aittir. Bu hazineler, günümüzde Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde sergilenmektedir.
Tepenin manzarası kendine hayran bırakır: Karadeniz ve Samsun’un şehir silueti tepeden muhteşem şekilde izlenebilir. Ayrıca buraya çıkmayı kolaylaştıran bir teleferik hattı bulunmaktadır. 2005’te tamamlanan bu teleferik, Batıpark ile Amisos Tepesi arasında yaklaşık 320 m uzunluğunda bir hat sunar ve ziyaretçileri kısa sürede tepede birleştirir. Yaz-kış açık olan Amisos Tepesi, panoramik yürüyüş yolları, restoran ve kafe alanları ve ufak bir archeological museum ile ziyaretçilere hem dinlenme hem tarih dolu bir gezi imkânı sunar.
5. Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi – Eski uygarlıklardan eserler sergisi
Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Samsun’un Kale Mahallesi’nde yer almakta olup, 1976 yılında inşaatı başlamış ve 19 Mayıs 1981’de ziyarete açılmıştır. Müze, Arkeoloji ve Etnografya bölümleriyle geniş bir koleksiyona ev sahipliği yapar. Arkeolojik salonda Kalkolitik Çağ’dan Roma dönemine kadar uzanan dönemlere ait bronz mızrak uçları, ameliyatlı kafatasları, bronz çıplak atlet heykeli gibi eserler yer alırken; etnografya bölümünde bindallılar, el yazması Kuran’lar, süs eşyaları, silahlar, mutfak gereçleri, halılar kilimler gibi geleneksel kültürel objeler sergilenir. Müze bahçesinde ise Klasik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait lahitler, steller, pithoslar gibi mimari parçalar yer alır.
Yeni müze binası, Liman Mahallesi’nde (Atatürk Bulvarı No:99) 13 Mart 2024’te açılmıştır ve yaklaşık 15.000 m² kapalı alanı, konferans salonları, çocuk müzesi, laboratuvar, kütüphane, kafeterya gibi modern alanlarıyla dikkat çeker. Ziyaretçi sayısı ve eser envanteri de oldukça zengindir: 2023 yılı itibarıyla yaklaşık 7.165 eser sergilenmekte (eser sayısı kaynaklara göre ~6.865–6.916 arasında değişmektedir) ve 10.956 civarında sikke koleksiyonda yer alır. Bu açıdan müze, Karadeniz Bölgesi’nin en büyük ve en kapsamlı kültür merkezlerinden biri olma özelliğini taşır.
6. Atatürk Parkı ve Onur Anıtı (Statue of Honor) – Cumhuriyet değerlerinin sembolü
Atatürk Parkı ve Onur Anıtı, Samsun’un İlkadım ilçesinde, Karadeniz sahiline yakın bir konumda yer alır ve Cumhuriyet değerlerinin simge yapılarından biridir. Atatürk Parkı, şehrin en eski ve merkezi parklarından biri olup, palmiyeler, süs havuzları ve çiçeklerle çevrili huzurlu bir dinlenme alanı sunar. Bu parkın tam ortasında yer alan Onur Anıtı (Statue of Honor) ise Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919‘da Samsun’a çıkışını ve Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcını temsil eder. Anıt, Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel tarafından 1927’de sipariş edilmiş, Viyana’da 1928–1931 yılları arasında bronz döküm teknikleriyle gerçekleştirilmiş ve 15 Ocak 1932 tarihinde resmi açılışı yapılmıştır.
Anıtın yapısal özellikleri de oldukça etkileyici: Atatürk, şaha kalkmış bir at üzerinde, 4.75 metrelik bronz heykelle temsil ediliyor; taş kaideyle beraber toplam yükseklik ise 8.85 metreye ulaşıyor. Kaidenin yan yüzeylerinde, milletin Kurtuluş Savaşı’ndaki mücadelesini yansıtan rölyefler yer alır; örneğin, iskelede sandal yanında cephane taşıyan insanlar ve bir top arabası gibi sahneler mevcuttur. Kaideye kazılı yazılarda ise, Atatürk’ün Samsun çıkışı ve anıtın halk tarafından 29 Ekim 1931’de diktirilmesi gibi ifadeler bulunur.
Bu anıt, sadece bir heykel değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş mücadelesinin sembolüdür ve Samsun’un kimliğinde çok önemli bir yere sahiptir. Atatürk Parkı, ziyaretçilere hem bu ulusal önemi hissetme hem de şehrin merkezinde sakin bir yürüyüş ve dinlenme imkânı sunar.
7. Samsun Büyük Cami – Tarihi Selçuk dönemi cami, saat kulesi yanında
Samsun Büyük Cami (Great Mosque), İlkadım ilçesindeki Kale Mahallesi’nde, Saathane Meydanı yanında konumlanan önemli bir tarihi yapıdır. İlk olarak 14. yüzyılda Selçuklu kumandanı Hıdır Bey tarafından ahşap malzeme kullanılarak inşa edilmiş olup, bu yapı 1869’daki büyük yangında tamamen harap olmuştur. Bunun ardından 1884–1886 yılları arasında, kesme taştan Batumlu Hacı Ali liderliğinde yeniden inşa edilmiş ve Valide Camii olarak da anılmaya başlanmıştır; bunun sebebi, Sultan Abdülaziz’in annesinin restorasyona katkı sağlamasıdır.
Yapı, büyük bir avlu içinde, kesme taştan yapılmış olup dikkat çeken mimari özellikleri arasında sekizgen kasnaklı merkezi kubbe, bitkisel ve geometrik süslemeler, ve her biri tek şerefeli iki minare yer alır. Cami, hem Selçuklu kökenli yerel yapı geleneğini yansıtır hem de Osmanlı döneminin mimari estetik anlayışını taşır; iç mekanında ahşap işçilik, hat sanatı ve taş işçiliğiyle şekillendirilen mihrab-minber unsurları dikkat çeker. Cami, aynı zamanda Samsun Saat Kulesi ve Saathane Meydanı ile bitişik şekilde yer alır; bu da yapıyı şehrin tarihi çekim noktası haline getirir.
8. Amazon Köyü – Amazon kültürüne dair canlandırmalar
Amazon Köyü – Samsun’un Batıpark içinde yer alan Amazon Adası üzerinde, antik dönemde Karadeniz kıyılarında yaşadıkları düşünülen efsanevi Amazon kadınlarına adanan yaklaşık 2,5 dönümlük özel bir açık hava kültür alanıdır. Köy, Samsun Büyükşehir Belediyesi ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi işbirliğiyle kurulmuş olup, ziyaretçilere yaklaşık 20–24 adet silikon balmumu heykel, kabartmalar, çadırlar ve mağara yapılarını içerir; bu heykeller gerçekçi protez gözler ve insan saçıyla detaylandırılmıştır. Amazonların Eflatun, Socrates ve Homeros’un eserlerinde geçtiği; Anadolu’nun Hitit tabletlerinde bile anıldığı belirtilerek, mitolojik ve tarihsel miras arasında bir köprü kurulur.
Ziyaretçiler, bu tematik köyde Amazon kadınlarının günlük yaşantılarına dair canlandırmalar, silahlar (ok, yay, balta gibi), çadır ortamlarıyla karşılaşır; ayrıca parkta dev aslan heykelleri, Amazon savaşçı figürleri, kafe ve seyir alanları bulunmaktadır. Açık hava müzesi haftanın tüm günleri ziyaret edilebilir; yaz-kış saatler genelde 08:30–17:00 arasıdır (bazı günlerde öğlen temizlik için geç açılabilir). Giriş ücretleri ise yetişkin 5 ₺, öğrenci 2 ₺ civarındadır (Müze Kart geçerli değildir).
9. Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti – Kuş gözlemciliğine ideal, Ramsar alanı
Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, Samsun’un Bafra, Alaçam ve 19 Mayıs ilçeleri sınırlarında, yaklaşık 56.000 hektarlık alana yayılan Türkiye’nin en büyük sulak alanlarından biri olup, bir kısmı Ramsar koruma statüsüne sahip uluslararası önemde bir doğa alanıdır. Delta yapısı, nehrin taşıdığı alüvyonların oluşturduğu geniş bir ova üzerinde irili ufaklı yaklaşık 20 göl, bataklık ve sazlık bölgeleri içerir. Avrupa Kuş Alanları Envanteri’nin üç temel kritere sahip olduğu bu delta, Ramsar Sözleşmesi kapsamında 21.700 ha alanla ciddi bir koruma ağı altında değerlendirilmektedir.
Kuş gözlemciliği adına eşsiz bir destinasyon olan deltada, Türkiye genelinde kayıtlı 362 kuş türünden 140 kadarı üreme amacıyla burada konaklar, bunların arasında endemik veya nesli tehlike altındaki birçok tür bulunur; örneğin Deniz Kartalı, Tepeli Pelikan, Kara Leylek, Ak Kirazkuşu gibi türler burada tespit edilmiştir. Ziyaretçiler için kuş gözlem kuleleri, izleme merkezleri, yürüyüş ve bisiklet yolları, kano gibi su aktiviteleri, kamp alanları ve doğa fotoğrafçılığı için uygun ortamlar mevcuttur. Özellikle güneşin doğuşuyla birlikte ve göç mevsimlerinde delta, binlerce göçmen kuşun rotasında yer alması nedeniyle yoğun gözlem imkânı sunar.
Delta alanı, aynı zamanda yaban hayatını desteklemek adına yılkı atları ve manda sürüleri gibi ilginç ekosistem unsurlarını da barındırır. Bu canlılar serbest halde deltada yaşamlarını sürdürürken, ekosistemin özel bileşenleri olarak görsel ve biyolojik çeşitlilik katmaktadır. Koruma önlemleri kapsamında yalnızca bisiklet ve akülü araçla giriş mümkün olup, alan rutin olarak kameralı izleme sistemleri ve jandarma denetimiyle yönetilmektedir.
10. Tekkeköy Mağaraları Arkeoloji Vadisi – Paleolitik döneme ait mağaralar
Tekkeköy Mağaraları Arkeoloji Vadisi, Samsun’un Tekkeköy ilçesinde yer alan ve insanlık tarihinin derinliklerine ışık tutan önemli bir arkeolojik sit alanıdır. Bölgede yapılan kazılarda Eski Taş Çağı’ndan (M.Ö. yaklaşık 60.000) Tunç Çağına kadar uzanan çok katmanlı bir yerleşim izi ortaya konmuştur; aralarında ok, mızrak uçları, balta gibi taş aletler ile çömlek, küpe ve bilezik gibi Tunç Çağı eserleri de bulunmaktadır. Ayrıca vadi içinde bir Frig kalesi kalıntısı ve Hitit dönemine ait seremoni yolu izleri tespit edilmiştir.
Bu alan 1977’de sit alanı olarak koruma altına alınmış; 2013 yılı itibarıyla düzenlemeler yapılarak ziyaretçilere açılmıştır. Yaklaşık 360.000 m²’lik alanda yer alan bu mağaralardan 96.000 m²’lik kısım, yürüyüş yolları, seyir terasları ve ahşap platformlarla ziyaretçilerin erişimine sunulmuştur. Vadide ayrıca, kazılarda bulunan eserlerin birebir kopyalarının sergilendiği bir Müze Ev bulunmaktadır ki bu Türkiye’deki ilk imitasyon müzelerden biridir.
Bölge yalnızca tarih meraklılarına değil, aynı zamanda doğa içinde piknik, yürüyüş ve dinlenme imkânı sunar. Son bir yılda 300.000 civarında ziyaretçi çekmesiyle bölge, güçlü bir turizm potansiyeli olduğunu da göstermiştir. Kasaba merkezine yaklaşık 14 km uzaklıkta olan bu vadi, katlı yaşamın izlerini taşıyan dünyadaki ender yerleşimlerden biri olarak, hem Samsun’un hem de Türkiye’nin öne çıkan kamuya açık arkeolojik ve doğal miras alanlarından biridir.
11. Ladik Gölü – Göl çevresi doğal güzellikleriyle dikkat çeker
Ladik Gölü (Samsun’un Ladik ilçesi sınırlarında) doğayla iç içe, huzurveren bir tatlı su gölüdür. Yaklaşık 870 hektarlık yüzölçümüyle dikkat çeker; gölün çevresi dağlar ve ormanlarla çevrilidir, bu da manzarasını daha etkileyici kılar. Gölde ayrıca yüzen adacıklar (torf adacıkları) bulunur; bu nadir oluşumlar göle ayrı bir estetik katar ve gölün doğal değerini artırır.
Ekolojik açıdan oldukça zengin olan Ladik Gölü, turna balığı, tatlı su levreği, tahta balığı, sazan, kızıl kanat gibi çeşitli balık türlerine ev sahipliği yapar; bu, bölgedeki balıkçılık turizmini canlandırmaktadır. Ayrıca göl, gece balıkçılı, alaca/küçük ak balıkçıl, erguvanı balıkçıl, kara leylek, yeşilbaş, uzun bacak, kızkuşu, yeşil düdükçün, karabaş martı, gümüş martı, sumru gibi çok sayıda kuş türünün barınağıdır; bu sayede dikkate değer bir kuş gözlem alanıdır.
Sadece doğal güzelliğiyle değil, aynı zamanda sunduğu rekreasyon ve doğa aktivite imkânlarıyla da öne çıkar. Göl çevresinde piknik alanları, yürüyüş yolları, gözlem kuleleri, belediyeye ait kafeler ve hatta bungalov konaklama tesisleri gibi ziyaretçi dostu düzenlemeler bulunmaktadır. Ayrıca su sporları olarak su kayağı, sörf, yelkenli yarışları yapılabilmekte, özellikle gün doğumu ve batımında göl; sessizliği, huzuru ve görsel güzelliğiyle ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatmaktadır.
12. Havza Atatürk Evi Müzesi – Atatürk’ün çalışma karargahı ve yaşadığı ortam
Havza Atatürk Evi Müzesi, Samsun’un Havza ilçesinde bulunan, Mustafa Kemal Paşa’nın 25 Mayıs–13 Haziran 1919 tarihlerinde konakladığı ve 9. Ordu Müfettişliği merkezi olarak kullandığı Mesudiye Oteli binasında yer alır. Bu yapı Milli Mücadele’nin ilk karargahı olarak büyük tarihî öneme sahiptir ve 1980 yılında taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiş, 2002 yılında restore edilerek müze haline getirilmiştir.
Müze binası zemin + 2 katlı olup, birinci katta Atatürk’ün kullandığı çalışma odası (Gazi Odası) ve yatak odası bulunur. Bu odalarda Atatürk’ün çalışma masası, telgraf cihazı, ilk Cumhurbaşkanlığı forsu ve dönemine ait orijinal eşyalar sergilenmektedir. Ayrıca birinci katta Havza Odası yer alır; bu odada Atatürk’ün el yazısıyla kaleme aldığı 12 maddelik soru listesi, Havza Genelgesi gibi belgeler ve Milli Mücadele’ye dair fotoğraflar sergilenirken, üst katta ise çevre illere ait odalar (Amasya, Erzurum, Sivas, Ankara gibi) ve bu şehirlerdeki önemli gelişmeleri anlatan bölümler ziyaretçiyle buluşur.
Müze, haftanın her günü açık olup, yazın 09:00–18:00, kışın 09:00–17:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Giriş ücretsizdir.
13. Asarkale & Kaya Mezarları – Tarihi kale kalıntıları ve kaya mezarları
Asarkale, Samsun’un Bafra ilçesine yaklaşık 30 km uzaklıkta, Kızılırmak’ın derbent baraj gölü kıyısında, büyük bir kaya kütlesi üzerine inşa edilmiş bir Helenistik dönem (MÖ 3. yy civarı) savunma kalesidir. Kaleye, içeride gizli bir geçit ve merdivenlerle yapılan zorlu bir rota vasıtasıyla ulaşılmaktadır. Kale zaman içinde Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde farklı onarımlardan geçmiş olup, bugün harabe hâlinde olsa da yapısal izlerini korumaktadır; örneğin oyma sarnıç kuyuları, tahmin edilen mahzen ya da işkence odaları gibi bölümler hâlâ görülebilir.
Kaleye komşu olarak, baraj gölü çevresinde yer alan üç adet kaya mezarı, Paflagonya dönemine özgü Grek mimarisi özellikleriyle yontularak oluşturulmuştur. Bölge, hem doğal güzellik hem de tarihi değeri bir arada sunarak ziyaretçileri cezbetmektedir; baraj gölü, dik kayalıklar ve yakındaki Akalan Şelaleleri mekâna görsel bir zenginlik katmaktadır. 2024 yılında ise Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve ilgili kurumlar tarafından bölgede arkeolojik kazılar başlatılmıştır; bu çalışmalar, Helenistik’ten Osmanlı’ya kadar farklı dönemlerden eserlerin ortaya çıkarılmasını amaçlamaktadır.
14. Çarşamba Tarihi Köprü – Tarihi dokunun izleriyle samimi bir köprü
Tarihi Çarşamba Köprüsü, Samsun’un Çarşamba ilçesinde Yeşilırmak Nehri üzerinde yer alır ve ilin simgelerinden biri olarak öne çıkar. İlk olarak 1890’da ahşap olarak inşa edilen köprü, bölge halkını iki yaka arasında güvenli şekilde birleştirme ihtiyacına cevap vermiştir. Ancak bu ahşap yapı ihtiyaçları karşılamayınca, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1930’lu yıllarda verdiği onayla köprünün daha sağlam bir yapı olarak yeniden inşa edilmesi sağlanmış ve yeni köprü 1931’de hizmete açılmıştır. 10 gözlü, 12 ayaklı bu betonarme köprünün uzunluğu yaklaşık 270 metre olup, o dönemde Türkiye’nin en uzun köprüsü unvanını almıştır.
Yıllar içinde çeşitli bakım ve restorasyonlarla ayakta kalmayı başaran köprü, 2007 yılına kadar hem araç hem yaya trafiğine hizmet etmiş; günümüzde ise sadece yayalara açık bir yürüyüş alanına dönüştürülmüştür. Çarşamba’nın simgesi konumundaki bu köprü, sadece ulaşım aracı olmayıp, bölgedeki toplumsal bütünleşmeyi simgeleyen bir yapı olarak tarihsel ve kültürel önem taşır; hatta yerel belediyenin ambleminde de yer alır. Yılın her zamanı ücretsiz biçimde ziyaret edilebilen köprü, Yeşilırmak’ın güzelliğini izlemek ve Çarşamba’nın ruhunu hissetmek için ideal bir noktadır.
15. Bafra Bölgesi: Asar Kalesi, Ali Bey Çeşmesi, Bafra Arkeoloji ve Etnografya Müzesi – Tarih dolu ilçelerden
Bafra Bölgesi; tarihî kalıntıları, antik eserleri ve renkli kültürel mirasıyla dikkat çekiyor. İlçedeki Asar Kalesi, Kızılırmak Vadisi’nin etkileyici doğal ortamında yer alan ve M.Ö. 1. binyıldan itibaren savunma amaçlı kullanılan tarihi bir kalıntıdır. Kaleye gizli geçit ve merdivenlerle erişiliyor; ayrıca kalenin çevresinde Hellenistik döneme ait kaya mezarları bulunuyor, bunların arasında nehrin karşı kıyısında yer alanlar da bulunmakta . Bu alan hem doğal panoraması hem de üzerinde yapılan 2024 arkeolojik kazılar sayesinde tarih meraklılarına yeni keşifler sunuyor.
İlçe merkezinde yer alan Bafra Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, 1858 tarihli bir binada hizmet veriyor. Binanın zemin katı idari alanken, giriş katında yerel gelenekleri yansıtan etnografik eserler; üst katta ise İkiztepe kazıları ve diğer bölgesel uygarlıklara ait arkeolojik parçalar sergileniyor. Müze toplamda yaklaşık 1.520 eser ile geçmişten günümüze uzanan geniş bir koleksiyon sunuyor. Ayrıca Ali Bey Çeşmesi, Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan ve 1751 yılında inşa edilmiş en eski çeşme olarak görsel değer taşıyan detaylı taş işçiliğiyle dikkat çekiyor.
16. Derbent Barajı (Bafra) – Gölet, piknik ve doğa
Derbent Barajı (Bafra), Samsun’un Bafra ilçesinde Kızılırmak Nehri üzerinde yer alan, 1984–1990 yılları arasında inşa edilmiş kaya dolgu tipinde bir barajdır. Baraj yüksekliği yaklaşık 33 m, göl alanı 16,5 km² ve normal su kotundaki hacmi 213 hm³’dür. Enerji üretimi odaklı olarak planlanmış olan baraj, toplamda yaklaşık 58 MW kurulu güce ve yıllık tile 257 GWh üretime sahiptir.
Derbent Barajı ve göleti, sadece teknik bir yapı değil; aynı zamanda doğayla iç içe, huzur veren bir dinlenme alanıdır. Baraj çevresinde piknik alanları, mesire yerleri ile balık tutma imkânı sunan sahiller bulunmaktadır. Bafra Belediyesi’ne göre, özellikle hafta sonları insanlar bu alanlarda doğanın keyfini çıkarıyor, oltalarıyla balık tutuyor veya sadece manzaranın tadını çıkarıyor.
Bölge, ziyaretçiler için görsel bir şölen sunar; drone görüntülerinde baraj gölünün etkileyici manzarası ve yeşilin farklı tonları dikkat çeker. Ayrıca barajın yapımı sırasında Boğazkaya Mahallesi’nde yaklaşık 200 yapı sular altında kalmış, bölgede kalan tek yapı olan “batık minare” suyun içindeki haliyle bugünün fotoğraf ve turizm noktalarından biri olmuştur. Öngörülüyor ki bölge, hem doğal hem kültürel varlıklarıyla doğa turizmi açısından daha da değerlenecek, lokantalar, balık tesisleri, konaklama alanları gibi turistik altyapıların gelişmesi planlanmaktadır.
17. İkiztepe Höyüğü (Bafra) – Arkeolojik önemi olan alan
İkiztepe Höyüğü, Samsun’un Bafra ilçesinde, deniz seviyesinden yaklaşık 20 m yüksekte, dört tepe (Tepe I–IV) şeklinde oluşan tarihi bir yerleşim alanıdır. Toplamda yaklaşık 66 dönümlük geniş bir alanı kaplayan bu höyükte, Geç Kalkolitik Çağ (MÖ 4300‑3200) ile İlk Tunç Çağı’ndan (MÖ 3200‑2100), Hitit dönemi geçiş dönemlerine ve Helenistik döneme kadar farklı kültür katmanları tespit edilmiştir. Arkeolojik kazılar, burada kesintisiz yaklaşık 2500 yıllık bir yerleşim mirasının izlerini ortaya çıkarırken, özellikle mezarlık alanında bulunan yaklaşık 690 iskelet, Anadolu’daki en büyük toplu mezarlıklardan biri olma özelliğini taşımaktadır.
Kazı çalışmaları 1974 yılında başlamış ve çeşitli dönemler boyunca devam etmiştir; 1981’den itibaren İstanbul Üniversitesi ve Kültür Bakanlığı desteğiyle yürütülen kazılar, 2021 yılında yeniden yoğun biçimde devam etmeye başlamıştır. Bugüne kadar yaklaşık 15.000 eser ortaya çıkarılmıştır; bu eserler arasında dokumacılıkla ilgili yaklaşık 5.000 tezgâh ağırlığı, tunç aletler, pişmiş toprak objeler ve metal eşyalar yer almaktadır. Bu veriler, bölgenin erken dönemde gelişmiş tekstil üretimi ve maden işçiliği merkezi olduğunu göstermektedir. Ayrıca bazı mezarlarda ameliyat izi bulunan kafa tasları (trepanasyon) bulunmuş olup, bu bulgular tıp tarihi açısından da dikkat çekici bir öneme sahiptir.
18. Nebiyan Dağı ve Ormanları (19 Mayıs ilçesi) – Doğa keşifleri için ideal
Nebiyan Dağı ve Ormanları (Samsun 19 Mayıs ilçesi) – Doğa keşfetmek isteyenler için ideal bir rota 🌲
Bu görkemli dağ, 1224 m rakımıyla 19 Mayıs ilçesinin yaklaşık 24–30 km güneyinde yer alır ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “doğa turizm bölgesi” ilan edilmiştir. Yoğun ormanlar, yaylalar ve derelerle çevrili Nebiyan, Karadeniz’in adeta doğal seyir terası niteliğinde bir doğa harikasıdır.
Dağ, sadece doğal güzellik sunmakla kalmaz; aynı zamanda macera tutkunları için de cennettir. Yürüyüş, dağcılık, bisiklet, yayla turizmi, yamaç paraşütü, fotosafari gibi pek çok açık hava aktivitesine ev sahipliği yapar. Özellikle sonbaharda; sarı, turuncu ve kızıl renklerle kaplanan ormanlar muhteşem görsel şölen sunar. Her mevsim farklı bir güzelliği barındıran Nebiyan, oksijen deposu atmosferi ve ziyaretçiler için sunduğu huzurlu ortamla şehirden kaçış için mükemmel bir destinasyondur.
19. Ayvacık baraj gölü ve şelaleleri – Doğa yürüyüşü ve su manzaraları
Samsun’un Ayvacık ilçesinde yer alan Suat Uğurlu Baraj Gölü (diğer önemli göl ise Hasan Uğurlu Barajı), yemyeşil ormanlarla çevrili, sakin ve huzur dolu bir ortam sunan doğal güzelliklerdir. Göl kıyısında yürüyüş yolları, seyir terasları, kano, tekne turları ve su sporları için uygun alanlar mevcuttur. Canlı su sesi, kuş sesleri ve yeşilin tonları gözleri dinlendirir, bu da hem fotoğrafçılar hem de doğa tutkunları için ideal bir ortam yaratır.
Ayvacık çevresinde Yeşilpınar, Kikinin, Çağlayan ve Çamalan gibi “Cennet Şelaleleri”, doğa yürüyüşünü sevenler için harika rotalar sunar. Örneğin Yeşilpınar Şelalesi, ilçe merkezine yaklaşık 15 km uzaklıkta olup 50 m yüksekten dökülür. Şelaleye ulaşmak için yaklaşık 1,5 km’lik bir orman içi yürüyüş parkuru bulunur ve genellikle “oksijen-doğa yürüyüşleri” gibi etkinliklere ev sahipliği yapar.
20. Dündar Tepe (İlkadım) – Şehir manzaralı tepe
Dündar Tepe ya da diğer adıyla Öksürük Tepe, Samsun’un İlkadım ilçesinde yer alan yaklaşık 15 metre yüksekliğinde bir höyüktür. Şehir merkezine yalnızca yaklaşık 3 km uzaklıkta olmasıyla kolay erişilebilir bir noktadadır. Bu höyük, adını çocukların öksürüğünü geçirdiğine inanılan bir pir mezarına ev sahipliği yapmasıyla almıştır. Kazılarda Kalkolitik dönemden Hitit dönemine kadar uzanan katmanlar belirlenmiş; el yapımı seramikler, pişmiş toprak mühürler, kemik eşyalar ve çeşitli yapılar ortaya çıkarılmıştır.
Dündar Tepe sadece tarihsel değil aynı zamanda doğal bir seyir noktasıdır. Tepeye çıkıldığında, Samsun şehir manzarasına karşı keyifli bir yürüyüş yapma imkânı sunar. Bu özellikleriyle hem doğa içinde kısa bir keşif hem de arkeolojik bir durak sunar; farklı dönemlere ait yerleşim izleriyle ayrı bir kültürel derinlik sağlar. Bu sayede, şehir merkezine yakın olup arkeoloji ve doğayı birleştiren nadir noktalardan biridir.