Kütahya, Türkiye’nin İç Ege Bölgesi’nde yer alan, tarihi kökleri antik çağlara dayanan ve zengin kültürel mirasıyla dikkat çeken önemli bir şehirdir. Osmanlı döneminden kalan mimari yapılar, çini sanatındaki ustalığı, doğal güzellikleri ve termal kaynaklarıyla hem tarih hem de doğa tutkunları için cazip bir destinasyondur. Aynı zamanda Evliya Çelebi’nin doğum yeri olan Kütahya, gezgin ruhlara ilham veren şehirlerden biridir. Kentin dar sokaklarında geçmişin izlerini sürmek, müzelerinde zaman yolculuğuna çıkmak ve antik kentlerinde tarihle yüzleşmek mümkündür.
Tarihi yapılarının yanı sıra Kütahya, doğal güzellikleriyle de öne çıkar. Frig Vadisi’nden Domaniç ormanlarına, Enne Barajı’ndan kaplıcalarına kadar pek çok tabiat harikası, ziyaretçilerine huzur dolu anlar sunar. Şehirde yer alan antik kentler, kaleler, camiler, müzeler ve doğa parkları, her zevke hitap eden çeşitli gezi rotaları sunar. Kütahya, tarihi zenginliği ve doğal dokusuyla keşfedilmeye değer sakin ve özgün bir Anadolu şehridir.
🏛️ Tarihi ve Kültürel Yerler
1. Aizanoi Antik Kenti
Aizanoi Antik Kenti, Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde yer alan ve Roma dönemine ait en iyi korunmuş yapıları barındıran önemli bir arkeolojik alandır. Tarihi MÖ 3000’lere kadar uzanan bu kent, Frigya’nın en önemli şehirlerinden biri olarak bilinir. Özellikle Roma İmparatorluğu döneminde büyük bir ticaret ve kültür merkezi haline gelen Aizanoi, hem dini hem de sosyal açıdan büyük bir öneme sahipti. Kentin en dikkat çekici yapısı, dünyada ayakta kalabilmiş en sağlam Roma tapınaklarından biri olan Zeus Tapınağı’dır. Tapınak hem mimari ihtişamı hem de tarihi değeriyle arkeoloji dünyasında özel bir yere sahiptir.
Aizanoi, Zeus Tapınağı’nın yanı sıra antik tiyatro ve stadyum kompleksiyle de dikkat çeker. Bu iki yapı birbirine bitişik inşa edilmiş olup dünyada benzeri çok az olan bir mimari örnektir. Antik kentte ayrıca agora, hamamlar, sütunlu yollar ve dünyanın bilinen ilk borsalarından biri olduğu kabul edilen borsa binası da yer almaktadır. Kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılan yapılar, bölgenin zengin tarihi geçmişini gözler önüne sererken, her yıl yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çeker. Aizanoi, hem kültürel hem de arkeolojik açıdan Türkiye’nin en değerli antik kentlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
2. Kütahya Kalesi
Kütahya Kalesi, şehrin merkezinde, Maruf Mahallesi’nde yer alan ve kentin simgelerinden biri olan tarihi bir yapıdır. İlk olarak MS 8. yüzyılda Bizanslılar tarafından inşa edilen kale, sonraki dönemlerde Selçuklular, Germiyanoğulları ve Osmanlılar tarafından onarılarak günümüze kadar ulaşmıştır. Kale, Yukarı Kale (Kala-i Bâlâ), İç Kale ve Aşağı Kale olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Yukarı Kale, Bizans dönemine ait olup, şehre hakim bir tepe üzerine kurulmuştur. İç Kale, Yukarı Kale’nin batı köşesinde yer alırken, Aşağı Kale ise Osmanlı döneminde inşa edilmiştir.
Kütahya Kalesi’nin mimarisi, moloz taş, kesme taş ve tuğla malzemelerin kullanıldığı bir yapıya sahiptir. Kale, 72 burcu ile Türkiye’nin en büyük kalelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Kalenin surları, farklı dönemlerde yapılan inşa ve onarımlarla bugünkü halini almıştır. Kale içerisinde Kale-i Bâlâ Camii ve bir çeşme bulunmaktadır. Ayrıca, kalede yapılan arkeolojik kazılarda Roma, Bizans, Beylikler ve Osmanlı dönemlerine ait seramikler, cam ve metal buluntular ortaya çıkarılmıştır.
Kütahya Kalesi, tarihi ve mimari özellikleriyle ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunmaktadır. Kalenin zirvesinden şehrin panoramik manzarasını izlemek mümkündür. Ayrıca, kalede bulunan restoran ve kafeteryalar, ziyaretçilere dinlenme imkanı sunmaktadır. Kütahya Kalesi, hem tarih meraklıları hem de doğa severler için görülmeye değer bir yerdir.
3. Kütahya Ulu Camii
Kütahya Ulu Camii, şehrin merkezinde yer alan ve Osmanlı döneminden günümüze ulaşan en önemli dini yapılarından biridir. Yapımına 1381-1389 yılları arasında Kütahya Valisi Şehzade Yıldırım Bayezid tarafından başlanmış, ancak Ankara Savaşı’nda Bayezid’in esir düşmesinin ardından cami, oğlu Şehzade Musa Çelebi tarafından tamamlanmıştır. Bu nedenle cami, “Yıldırım Bayezid Camii” olarak da anılmaktadır. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde ise “Orhan Gazi Camii” adıyla geçmektedir.
Caminin mimarisi, zaman içinde çeşitli onarımlar ve değişiklikler geçirmiştir. 1552 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle Mimar Sinan tarafından onarılmış, 1889 yılında ise Kütahya Mutasarrıfı Veysel Paşa döneminde büyük bir restorasyon geçirmiştir. Bu restorasyon sırasında caminin eski yapısı temellere kadar yıkılarak, kesme taştan yeniden inşa edilmiş ve bugünkü kubbeli ve mermer direkli hali almıştır. Cami içindeki mermer sütunlar ve plakalar, Çavdarhisar (Aizanoi) antik kentinden getirilmiş, duvarlardaki yazılar ise Hattat Tekirdağlızade Halil Kütahyavi tarafından yazılmıştır.
Kütahya Ulu Camii, 45 metre uzunluğunda ve 25 metre genişliğinde dikdörtgen planlı bir yapıdır. İki büyük merkezi kubbe, altı yarım kubbe ve köşelerde dört küçük kubbeden oluşan kurşun kaplı bir üst örtüye sahiptir. Caminin kuzeydoğu köşesinde bir minaresi bulunmakta olup, doğu, batı ve kuzey yönlerinde üç kapısı vardır. Caminin iç mekânı geniş ve ferah bir yapıya sahip olup, ahşap minberi çivi kullanılmadan yapılmış nadide bir eserdir. Ayrıca, cami içindeki şadırvan, ibadet edenlere huzurlu bir atmosfer sunmaktadır.
Bugün hala aktif olarak kullanılan Kütahya Ulu Camii, hem yerel halkın ibadet yeri hem de tarihî ve mimari güzellikleriyle ziyaretçilerin ilgisini çeken bir mekândır. Kütahya’ya gelen tarih ve mimari meraklıları için Ulu Camii, kesinlikle görülmesi gereken bir yapıdır. Özellikle Ramazan aylarında ve dini bayramlarda büyük bir manevi atmosfer sunan cami, yerli ve yabancı turistlerin de uğrak noktalarından biri haline gelmiştir.
4. Kütahya Arkeoloji Müzesi
Kütahya Arkeoloji Müzesi, şehrin merkezinde, 1314 yılında Germiyan Beylerinden Umur Bin Savcı tarafından yaptırılan tarihi Vacidiye Medresesi binasında yer almaktadır. Kesme taştan inşa edilen bu yapı, Selçuklu mimarisinin özgün örneklerinden biridir ve kubbeli orta mekâna açılan dokuz küçük odasıyla dikkat çeker. Müze, 1965 yılında ziyarete açılmış ve 1999 yılında restorasyon sonrası yeniden düzenlenmiştir. Ulu Camii’nin hemen yanında, şehir merkezine yürüme mesafesinde bulunmasıyla ziyaretçiler için kolay erişim imkânı sunar.
Müze koleksiyonu, Geç Miyosen döneminden başlayarak Paleolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait yaklaşık 1500 eseri barındırmaktadır. Öne çıkan eserler arasında, 1990 yılında Aizanoi Antik Kenti’nde bulunan ve MS 160 yılına tarihlenen Amazonlar Lahdi yer alır. Bu lahit, Grek askerleri ile Amazon kadın savaşçıların mücadelesini betimleyen yüksek kabartmalarla süslenmiş olup, dünyada bilinen en sağlam Amazon lahitlerinden biridir. Ayrıca, Frig oyuncakları, Ana Tanrıça Kybele, Herakles ve Hekate heykelleri, Helenistik ve Roma dönemlerine ait keramikler, kandiller, cam eserler ve cerrahi aletler de müzede sergilenen önemli eserler arasındadır.
Kütahya Arkeoloji Müzesi, zengin koleksiyonu ve tarihi atmosferiyle, bölgenin kültürel mirasını keşfetmek isteyen ziyaretçiler için eşsiz bir deneyim sunmaktadır.
5. Kütahya Çini Müzesi
Kütahya Çini Müzesi, Türkiye’nin ilk ve tek çini müzesi olma özelliğini taşıyan, Kütahya’nın Paşamsultan Mahallesi’nde, Ulu Camii’nin hemen yanında yer alan tarihi bir yapıdır. Bu müze, 1411-1412 yıllarında Germiyan Beyi II. Yakup Çelebi tarafından yaptırılan imaretin, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilerek 5 Mart 1999 tarihinde ziyarete açılmasıyla oluşturulmuştur. Müze binası, kubbeli ve şadırvanlı orta mekâna, üç yönde kubbeli eyvan ile iki oda açılan özgün bir mimariye sahiptir. İçerisinde yer alan sekiz köşeli mermer şadırvan nedeniyle halk arasında “Gök Şadırvan” olarak da anılmaktadır. Türbe bölümünde, topraklarını Osmanlı’ya vasiyet eden II. Yakup Bey’in çinili sandukası bulunmaktadır.
Müze koleksiyonunda, 14. yüzyıldan günümüze kadar uzanan Kütahya ve İznik çini örnekleri sergilenmektedir. Bu eserler arasında çini mimari elemanlar, kitabeler, vazolar, tabaklar, panolar ve çiniden yapılma ev gereçleri bulunmaktadır. Ayrıca, çini yapımında kullanılan malzemeler, boyalar, fırçalar ve desen örnekleri de ziyaretçilere sunulmaktadır. Müzenin girişinde, Germiyan Beyi II. Yakup Çelebi’ye ait, Osmanlı Türkçesiyle yazılmış ve 39 satırdan oluşan büyük bir taş vakfiye kitabesi yer almaktadır.
Kütahya Çini Müzesi, çini sanatının tarihsel gelişimini ve Kütahya’nın bu alandaki önemini gözler önüne seren zengin bir koleksiyona sahiptir. Ziyaretçiler, müzede sergilenen eserler aracılığıyla çini sanatının inceliklerini ve tarihini yakından tanıma fırsatı bulmaktadır.
6. Lajos Kossuth Müzesi
Kütahya Kossuth Evi Müzesi, Macar özgürlük mücadelesinin önderi Lajos Kossuth’un 1850-1851 yıllarında ailesiyle birlikte konuk edildiği 18. yüzyıldan kalma geleneksel bir Türk evidir. Börekçiler Mahallesi’ndeki Macar Sokak’ta yer alan bu iki katlı, yedi odalı ahşap konak, 1982 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilerek müze olarak ziyarete açılmıştır.
Müze, Lajos Kossuth’un kişisel eşyaları, döneme ait Macar kültürüne özgü objeler ve klasik Türk evine ait etnografik eserlerle donatılmıştır. Ziyaretçiler, Kossuth’un çalışma odasını, yazdığı Türkçe gramer kitabının fotokopilerini, müzik aletlerini, 18. yüzyıldan kalma bir piyano ve Budapeşte’nin eski fotoğraflarını görebilirler.
Müze, Pazartesi günleri kapalı olup, diğer günler 08:45-17:30 saatleri arasında ziyarete açıktır. Giriş ücretsizdir.
Kütahya Kossuth Evi Müzesi, hem Macaristan hem de Türkiye için tarihi ve kültürel bir öneme sahip olup, ziyaretçilere 19. yüzyılın ortalarındaki siyasi olayları ve dönemin yaşam tarzını yakından tanıma fırsatı sunmaktadır.
7. Dumlupınar Şehitliği
Dumlupınar Şehitliği, Kütahya’nın Dumlupınar ilçesinde yer alan ve Türk Kurtuluş Savaşı’nın en önemli zaferlerinden biri olan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde şehit düşen askerlerin anısını yaşatmak amacıyla inşa edilmiş anıtsal bir alandır. 26-30 Ağustos 1922 tarihleri arasında gerçekleşen bu muharebe, Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde dönüm noktası olmuştur. Şehitlik, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Büyük Taarruz’un 70. yıldönümünde, 30 Ağustos 1992 tarihinde ziyarete açılmıştır.
Şehitlik alanında, adları tespit edilebilen 500 er ve 100 subayın mezar taşı bulunmaktadır. Ayrıca, şehitliğin çeşitli bölümlerinde yer alan anıtlar, Kurtuluş Savaşı’nın farklı yönlerini ve kahramanlarını simgeler. Bunlar arasında, Atatürk, İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak’ı temsil eden Üç Komutan Anıtı; Türk halkının topyekûn mücadelesini simgeleyen Milisler Anıtı; şehit babasını kucaklayan oğlunu betimleyen Şehit Baba-Oğul Anıtı ve tepenin zirvesinde yer alan Mehmetçik Anıtı bulunmaktadır. Ayrıca, namazgâh ve şadırvan gibi yapılar da ziyaretçilere hizmet vermektedir.
Dumlupınar Şehitliği, her yıl 26-30 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Zafer Haftası etkinlikleri kapsamında binlerce ziyaretçiyi ağırlamakta ve Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin sembolü olarak önemli bir rol oynamaktadır.
8. Germiyan Sokağı
Germiyan Sokağı, Kütahya’nın merkezinde yer alan ve 19. yüzyıl sivil mimarisinin en güzel örneklerini barındıran tarihi bir sokaktır. Osmanlı dönemine ait iki ve üç katlı ahşap konaklar, çıkmalı pencereler, geniş saçaklar ve taş döşeli dar sokaklar, ziyaretçilere adeta zamanda yolculuk yapma hissi verir. Bu sokak, Anadolu’nun geleneksel konut mimarisini yansıtan nadide örnekleriyle dikkat çeker. Ayrıca, Germiyan Sokağı’nda yer alan konaklar, aslına uygun olarak restore edilerek günümüzde çeşitli kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
Germiyan Sokağı, sadece mimarisiyle değil, aynı zamanda tarihi önemiyle de öne çıkar. Osmanlı döneminde şehzadelerin eğitim aldığı bir bölge olarak bilinen bu sokak, Şehzade Alaaddin Ali Çelebi ve Şehzade III. Bayezid gibi önemli isimlerin yetiştiği yerlerden biridir. Günümüzde, Germiyan Konağı, Kent Tarihi Müzesi, Sıtkı Olçar Çini Müzesi ve Kütahya Kültür ve Sanat Evi gibi yapılar, sokağın kültürel zenginliğini artırmaktadır. Ayrıca, sokakta bulunan çini atölyeleri, kafeler ve hediyelik eşya dükkanları, ziyaretçilere hem tarihi hem de sanatsal bir deneyim sunar.
🌿 Doğal Güzellikler ve Tabiat Alanları
9. Frig Vadisi
Frig Vadisi, Kütahya’nın doğusunda, Eskişehir ve Afyonkarahisar illeriyle birlikte Türkiye’nin en etkileyici arkeolojik ve doğal alanlarından biridir. Yaklaşık 3.000 yıl önce Frigler tarafından şekillendirilen bu bölge, kaya oyma tapınaklar, mezarlar, kaleler ve yerleşimlerle doludur. Frig Vadisi’nin Kütahya sınırları içindeki kısmı, merkeze 3 km uzaklıktaki Yeni Bosna Köyü’nden başlayarak Ovacık Köyü’ne kadar uzanır ve Sabuncupınar, Söğüt, İnli, Sökmen, Fındık ve İncik gibi köyleri kapsar.
Bölgenin jeolojik yapısı, volkanik tüflerden oluşan kayaların kolayca işlenebilmesine olanak tanımıştır. Bu sayede Frigler, Ana Tanrıça Kybele’ye adanmış açık hava tapınakları, kaya mezarları ve sarnıçlar gibi yapılar inşa etmişlerdir . Frig Vadisi, aynı zamanda 506 kilometre uzunluğundaki Frig Yolu’nun bir parçasıdır. Bu yol, yürüyüş ve bisiklet rotalarıyla doğa ve tarih tutkunlarına eşsiz bir deneyim sunar.
Frig Vadisi’ni ziyaret etmek isteyenler için en uygun zamanlar ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Bölgeye özel araçla ulaşım mümkündür; ayrıca Kütahya’dan düzenlenen günübirlik turlar da bulunmaktadır . Frig Vadisi, hem doğa yürüyüşleri hem de tarihi keşifler için ideal bir destinasyondur.
10. Domaniç Ormanları
Domaniç Ormanları, Kütahya’nın Domaniç ilçesinde yer alan ve Türkiye’nin en etkileyici doğal alanlarından biridir. Zengin biyolojik çeşitliliği, asırlık kayın ve karaçam ağaçlarıyla çevrili bu ormanlar, doğa severler için eşsiz bir deneyim sunar. Bölge, özellikle sonbahar aylarında yaprakların sarıdan kızıla döndüğü renk cümbüşüyle ziyaretçilerini büyüler. Ayrıca, Domaniç Ormanları, Osmanlı’nın kurucusu Osman Gazi’nin çocukluk dönemlerini geçirdiği ve Kayı Boyu’nun yaylak olarak kullandığı tarihi bir öneme sahiptir. Bu yönüyle hem doğal hem de kültürel açıdan zengin bir destinasyondur.
Doğa yürüyüşü ve kamp tutkunları için Domaniç Ormanları, çeşitli rotalar ve kamp alanlarıyla ideal bir ortam sunar. Topuk Yaylası Tabiat Parkı, piknik ve kamp yapmak isteyenler için uygun alanlara sahiptir. Ayrıca, Palazoğlu Göleti, Karderesi ve Kocayayla gibi bölgeler, yürüyüş ve doğa fotoğrafçılığı için popüler noktalardır. Bu rotalar, Wikiloc gibi platformlarda detaylı olarak paylaşılmıştır. Bölgeye ulaşım, Kütahya şehir merkezinden özel araçla veya toplu taşıma ile sağlanabilir. Ziyaret için en uygun dönemler ilkbahar ve sonbahar aylarıdır.
Domaniç Ormanları, doğayla iç içe vakit geçirmek, temiz hava solumak ve huzur bulmak isteyen herkes için mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.
11. Mızık Çamı
Mızık Çamı, Kütahya’nın Domaniç ilçesine bağlı Domurköy’de bulunan ve Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin bebeklik dönemine dair efsanelerle anılan tarihi bir karaçam ağacıdır. Rivayete göre, Osman Gazi’nin ninesi Hayme Ana, torununu bu ağacın dallarına kurduğu salıncakta ninni söyleyerek büyütmüştür. Bu nedenle ağaç, halk arasında “Mızık Çamı” veya “Beşik Çamı” olarak adlandırılmış ve kutsal kabul edilmiştir.
Yaklaşık 740 yaşında olduğu tespit edilen Mızık Çamı, 11 metre boyunda ve 4,70 metre çevresindedir. 1980 yılında doğal etkenler sonucu hayati fonksiyonlarını yitirmiş, 1987 yılında ise şiddetli bir rüzgarla devrilmiştir. Ancak, 15 Temmuz 1988 tarihinde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından anıt ağaç olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Mızık Çamı’nın bulunduğu Domurköy, Kütahya şehir merkezine yaklaşık 82 km, Domaniç ilçe merkezine ise 3 km uzaklıktadır. Bölgeye özel araçla veya toplu taşıma ile ulaşım mümkündür. Ziyaretçilere açık olan bu tarihi ağaç, Osmanlı’nın kuruluş dönemine dair efsaneleri ve doğal güzelliğiyle görülmeye değer bir yerdir.
12. Enne Barajı Tabiat Parkı
Enne Barajı Tabiat Parkı, Kütahya şehir merkezine yaklaşık 14 km mesafede, Civli Köyü sınırları içerisinde yer alan ve 2011 yılında tabiat parkı olarak ilan edilen bir doğa harikasıdır. Meşe, karaçam, ahlat, yabani erik, kekik ve servi gibi bitki türleriyle çevrili olan park, Enne Baraj Gölü’nün huzur veren manzarasıyla birleşerek ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunmaktadır.
Parkta piknik alanları, yürüyüş yolları, bisiklet parkurları, çocuk oyun alanları, voleybol ve basketbol sahaları gibi sosyal donatılar bulunmaktadır. Ayrıca, tekne turları düzenlenmekte ve kır evi konaklama imkânı sunulmaktadır. Yaban hayatı açısından da zengin olan parkta, yaban tavşanı, kirpi, tilki, karabatak ve ağaç kurbağası gibi birçok tür yaşamaktadır.
2025 yılı itibarıyla, parkın giriş ücretleri kişi başı 60 TL, otomobil için 180 TL olarak belirlenmiştir. Şehit yakınları, gaziler ve Bakanlık çalışanları için kimlik ve ruhsat uyumlu olmak şartıyla giriş ücretsizdir.
Enne Barajı Tabiat Parkı, doğayla iç içe vakit geçirmek, temiz hava solumak ve huzur bulmak isteyen herkes için ideal bir destinasyondur. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında ziyaretçilere görsel bir şölen sunmaktadır.
13. Yoncalı Kaplıcaları
Yoncalı Kaplıcaları, Kütahya şehir merkezine yaklaşık 16 km mesafede, Kirazlı Dağı eteklerinde yer alan ve tarihi 13. yüzyıla dayanan köklü bir termal sağlık merkezidir. Anadolu Selçuklu Sultanı II. Alaaddin Keykubat’ın kızı Gülümser Hatun’un burada şifa bulduğu rivayet edilir ve bu olayın ardından bölgede hamam ve cami inşa edilmiştir.
Termal Su Özellikleri ve Sağlık Faydaları
Yoncalı termal suyu, 42 °C sıcaklığında olup bikarbonat, kalsiyum, magnezyum ve sülfat bakımından zengindir. Bu mineralli su, romatizmal hastalıklar, eklem ve kas rahatsızlıkları, cilt hastalıkları, bel ve boyun fıtıkları gibi birçok sağlık sorununa karşı destekleyici özellik taşır. Ayrıca, cilt sağlığını destekleyici etkileriyle de bilinir.
Konaklama ve Tesis Olanakları
Yoncalı Kaplıcaları bölgesinde çeşitli konaklama seçenekleri bulunmaktadır. Örneğin, Yoncalı Termal Otel & Spa, 73 odasıyla hizmet vermekte olup, odaların tamamında termal su bulunmaktadır . Tesis bünyesinde açık ve kapalı termal havuzlar, Türk hamamları, sauna, buhar odası ve çeşitli masaj hizmetleri sunulmaktadır . Ayrıca, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi de mevcuttur.
Bölgede ayrıca ES Termal Otel & Spa gibi farklı tesisler de bulunmaktadır. Bu tesislerde de termal havuzlar, spa hizmetleri ve konforlu konaklama imkanları sunulmaktadır.
Ulaşım ve Ziyaret Bilgileri
Yoncalı Kaplıcaları, Kütahya şehir merkezine 16 km uzaklıkta olup, özel araçla veya toplu taşıma ile kolayca ulaşılabilir. Zafer Havalimanı’na ise yaklaşık 50 km mesafededir . Bölge, yılın her dönemi ziyaret edilebilir; ancak ilkbahar ve sonbahar ayları, hem hava koşulları hem de doğanın güzelliği açısından en ideal zamanlardır.
Yoncalı Kaplıcaları, hem sağlık hem de dinlenme amacıyla tercih edilebilecek, tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan bir destinasyondur.
🕌 Diğer Önemli Ziyaret Noktaları
14. Çinili Camii
Kütahya’nın Maltepe Mahallesi’nde yer alan Çinili Camii, ressam ve neyzen Ahmet Yakupoğlu tarafından 1973 yılında inşa ettirilmiş, mimarisi ve süslemeleriyle dikkat çeken özgün bir yapıdır. Caminin sekizgen planlı, iki katlı ve tek kubbeli ana gövdesi, Selçuklu Beylikler dönemi üslubunu yansıtırken, minaresi Orta Asya Türk mimarisinden esintiler taşır. Dış cephesi tamamen özel üretim mavi Kütahya çinileriyle kaplı olan cami, iç mekânında ise kalem işi süslemelerle bezenmiştir. Kubbe içi, besmele ile birlikte yazılan İhlâs Suresi ile süslenmiş, mihrap ve pencereler üzerindeki çini panolarda Celî Sülüs hat ile yazılan beyitler yer alır.
2018 yılında yapıda oluşan çatlaklar ve zemin kaymaları nedeniyle ibadete kapatılan cami, çeşitli güçlendirme ve restorasyon çalışmalarıyla gündeme gelmiştir. Yapının zemininde meydana gelen eğim sorunları ve yapısal hasarlar, caminin güvenliğini tehdit ettiğinden, 2023 yılında yıkılıp aslına uygun şekilde yeniden inşa edilmesine karar verilmiştir . Bu süreçte, caminin özgün çinilerinin korunarak yeni yapıya entegre edilmesi planlanmaktadır.
15. Dönenler Mevlevihanesi
Dönenler Mevlevihanesi, Kütahya’nın Börekçiler Mahallesi’nde, Dönenler Meydanı’nın güneybatısında yer alan ve Mevlevilik kültürünün Anadolu’daki önemli merkezlerinden biridir. XIV. yüzyılın sonunda kurulan bu mevlevihane, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin torunu Celâleddin Ergun Çelebi tarafından kurulmuş olup, bu nedenle “Erguniye Dergâhı” olarak da anılmaktadır. İlk yapısı, 1237-1243 yılları arasında Emîr İmâdüddin Hezâr Dînârî tarafından inşa edilen Hezâr Dînârî Mescidi’dir. Celâleddin Ergun Çelebi’nin buraya defnedilmesiyle mescit, Ergun Çelebi Türbesi’ne dönüşmüş ve kuzeyine semâhâne inşa edilerek mevlevîhânenin ilk kuruluşu gerçekleştirilmiştir.
Yapı, zamanla çeşitli onarımlar geçirmiştir. 1812’de Halet Efendi, 1841’de Sultan Abdülmecid döneminde ve 1887-1889 yıllarında II. Abdülhamid’in emriyle kapsamlı restorasyonlar yapılmıştır. Semâhâne, 1959 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek cami olarak ibadete açılmış ve “Dönenler Camii” adıyla anılmaya başlanmıştır. Caminin giriş kapısının üstünde “Ya Hazreti Ergun” yazılı çini levha, Halil Mahir tarafından yazılmıştır. Daha üstteki “Ya Hazreti Mevlana” yazısı ise günümüz çinicilerinden Ahmet Şahin’e aittir.
Mimari olarak kareye yakın dörtgen planlı ve sekizgen kasnaklı olan yapı, erken dönem Anadolu Türk mimarisinin özgün örneklerinden biridir. Semâhânenin ortasında daire şeklinde sema meydanı bulunmaktadır. Yanında yüksek olan iki bölümde dervişler ve Mevlevi muhiblerinin seyrettiği mahfil, giriş kapısının üstünde ise müezzin yeri olan “mutrıb mahfili” yer almaktadır. Üstteki çepeçevre olan kısım ise kadınların sema merasimlerini seyretmesi için ayrılan yerdir.
Dönenler Mevlevihanesi, Mevlevilik kültürünün Anadolu’daki yayılmasında önemli bir rol oynamış ve günümüzde hem ibadet hem de kültürel miras açısından ziyaretçilere açık bir mekân olarak hizmet vermektedir.
16. Hayme Ana Türbesi
Hayme Ana Türbesi, Kütahya’nın Domaniç ilçesine bağlı Çarşamba Köyü’nde yer almakta olup, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin büyükannesi ve Ertuğrul Gazi’nin annesi olan Hayme Ana’nın (diğer adıyla Hayme Hatun) mezarını barındırmaktadır. Oğuzların Bozok koluna mensup Kayı Boyu’ndan gelen Hayme Ana, Türk tarihinde “Devlet Ana” unvanıyla anılmakta ve Osmanlı’nın kuruluş sürecindeki liderliğiyle tanınmaktadır. Eşi Gündüz Alp’in vefatının ardından aşiretini yöneten Hayme Ana, 1280’li yıllarda Domaniç yaylalarında vefat etmiş ve her yıl çadır kurduğu tepeye defnedilmiştir.
Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid, 1892 yılında Hayme Ana’nın mezarını buldurarak üzerine bugünkü türbeyi inşa ettirmiştir. Türbe, sade ve zarif mimarisiyle dikkat çekmekte olup, çevresindeki düzenlemelerle birlikte ziyaretçilere huzurlu bir ortam sunmaktadır. Her yıl eylül ayının ilk pazar günü, Çarşamba Köyü’nde “Hayme Ana’yı Anma ve Göç Şenlikleri” düzenlenmekte, bu etkinliklerde geleneksel göç yürüyüşleri, mehter gösterileri ve dualar eşliğinde Hayme Ana anılmaktadır.
Kütahya şehir merkezine yaklaşık 84 km mesafede bulunan türbeye, özel araçla veya Domaniç Belediyesi’nin sağladığı ulaşım imkânlarıyla erişim mümkündür. Hayme Ana Türbesi, hem tarihî önemi hem de manevi değeriyle ziyaretçilerine anlamlı bir deneyim sunmaktadır.
🏺 Müzeler ve Sanat Noktaları
17. Kütahya Belediye Konservatuvarı ve Kültür Sarayı
Kütahya Belediyesi, şehrin kültürel ve sanatsal yaşamını zenginleştirmek amacıyla önemli projelere imza atmıştır. Bu projelerden biri, Kütahya Belediyesi Konservatuvarı’nın kurulmasıdır. Konservatuvarın temelleri, 2022 yılında atılmış ve 2023 yılı itibarıyla eğitim öğretim faaliyetlerine başlamıştır. Kütahya Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nün öncülüğünde gerçekleştirilen bu proje, Kütahya’nın kültürel mirasını yaşatmayı ve yeni yetenekler yetiştirmeyi hedeflemektedir.
Konservatuvar, Hezar Dinari Kültür Merkezi’nde faaliyet göstermektedir. Bu merkez, Kütahya’nın kültürel etkinliklerinin merkezi haline gelmiştir. Konservatuvar bünyesinde Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği, halk oyunları ve tiyatro gibi çeşitli sanat dallarında eğitimler verilmektedir. Ayrıca, Ahmet Yakupoğlu Kültür Merkezi’nde de anasınıfı ve ilkokul seviyesindeki öğrencilere yönelik sanat eğitimi programları düzenlenmektedir.
Kütahya Belediyesi, ayrıca eski Kültür Sarayı’nın yerine modern bir kültür kompleksi inşa etmeyi planlamaktadır. Bu yeni yapı, konferans salonları, sergi ve fuaye alanları, amfi tiyatro ve zengin bir kütüphane gibi birçok sosyal ve kültürel alanı bünyesinde barındıracaktır. Bu projeler, Kütahya’nın kültürel altyapısını güçlendirmeyi ve sanatseverlere daha geniş olanaklar sunmayı amaçlamaktadır.
18. Dumlupınar Atatürk Evi Müzesi
Dumlupınar Atatürk Karargâh Evi, Kütahya’nın Dumlupınar ilçesinde yer alan ve Türk Kurtuluş Savaşı’nın en kritik anlarına tanıklık etmiş önemli bir müzedir. Bu yapı, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 30 Ağustos 1922’deki Büyük Taarruz sırasında karargâh olarak kullandığı evin aslına uygun olarak yeniden inşa edilmesiyle oluşturulmuştur. Restorasyon çalışmaları sonucunda, 30 Ağustos 2003 tarihinde ziyaretçilere açılmıştır.
Müze, dönemin atmosferini yansıtan iç mekân düzenlemeleriyle dikkat çeker. Atatürk’ün çalışma odası, toplantı salonları ve dinlenme alanları, o dönemde kullanılan eşyalarla birlikte sergilenmektedir. Ziyaretçiler, bu mekânda Atatürk’ün liderliğini ve Kurtuluş Savaşı’nın zorluklarını daha yakından hissedebilirler. Ayrıca, müze çevresinde yer alan Dumlupınar Şehitliği ve Başkomutan Tarihi Milli Parkı gibi diğer önemli anıt ve müzelerle birlikte, bölge tarihî bir bütünlük sunmaktadır.
Dumlupınar Atatürk Karargâh Evi, hem tarihî önemi hem de kültürel değeriyle ziyaretçilere anlamlı bir deneyim sunmaktadır. Kütahya şehir merkezine yaklaşık 83 km mesafede bulunan müzeye, özel araçla veya toplu taşıma araçlarıyla ulaşım mümkündür. Bölge, yılın her dönemi ziyaret edilebilir; ancak özellikle 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda düzenlenen anma törenleri ve etkinliklerle daha da anlam kazanmaktadır.
19. Tavşanlı Belediyesi Kent Müzesi
Tavşanlı Belediyesi Ahmet Uluçay Müzesi, Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde, ilçenin tarihi ve kültürel mirasını yansıtmak amacıyla kurulmuş önemli bir müzedir. İlk olarak 1989 yılında, eski belediye binasının ikinci katında hizmete açılan müze, zamanla artan koleksiyon ve ziyaretçi sayısı nedeniyle yeni bir binaya taşınma ihtiyacı doğurmuştur. Bu doğrultuda, Tavşanlı Belediyesi tarafından 602 metrekare kapalı alana sahip modern bir müze binası inşa edilmiştir. Yeni müze binası, 2024 yılı sonunda, Tavşanlılı sinema yönetmeni Ahmet Uluçay’ın ismi verilerek ziyarete açılmıştır.
Müze koleksiyonunda, Tavşanlı’nın tarih öncesi dönemlerinden itibaren çeşitli medeniyetlere ait arkeolojik eserler, etnografik objeler ve geleneksel el sanatları ürünleri sergilenmektedir. Özellikle Tavşanlı Höyük kazılarından elde edilen 8 bin yıllık buluntular, Roma, Bizans ve Frig dönemlerine ait eserler müzenin dikkat çeken parçaları arasındadır . Ayrıca, yöre halkı tarafından bağışlanan geleneksel kıyafetler, kilitler ve çeşitli el işçiliği ürünler de müzede yer almaktadır.
Müze, Tavşanlı ilçe merkezinde, eski itfaiye binasının bulunduğu alanda yer almaktadır. Ziyaret saatleri ve giriş ücretleri gibi detaylı bilgiler için Tavşanlı Belediyesi’nin resmi web sitesi veya iletişim kanalları üzerinden bilgi alınması önerilir.
⛲ Termal ve Dinlenme Noktaları
20. Ilıca Kaplıcaları
Ilıca Kaplıcaları, Kütahya’nın kuzeyinde, şehir merkezine yaklaşık 28 km uzaklıkta, çam ormanlarıyla çevrili bir bölgede yer alan ve şifalı termal sularıyla tanınan önemli bir sağlık ve dinlenme merkezidir. Kütahya-Eskişehir karayolunun 21. kilometresinden 4 km içeride bulunan bu kaplıcalar, 23 Mart 1989 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla “Termal Turizm Merkezi” ilan edilmiştir.
Şifalı Sular ve Sağlık Faydaları
Ilıca Kaplıcaları’nın termal suları, 25°C ile 43°C arasında değişen sıcaklıklara sahip olup, kalsiyum, magnezyum ve bikarbonat açısından zengindir. Bu mineralli suların; romatizmal hastalıklar, kas ve eklem rahatsızlıkları, cilt hastalıkları, sinirsel gerginlik, kadın hastalıkları ve böbrek taşları gibi çeşitli sağlık sorunlarına iyi geldiği bilinmektedir.
Konaklama ve Tesis Olanakları
Bölgede, farklı konaklama seçenekleri sunan tesisler bulunmaktadır. Örneğin, Harlek Termal Otel, 24.000 m² alan üzerine kurulu olup, 98 oda ve 250 yatak kapasitesiyle hizmet vermektedir. Otelin odalarında jakuzi, yerden ısıtma, mini bar, internet ve LCD TV gibi olanaklar mevcuttur. Ayrıca, termal havuzlar, sauna, buhar odası, tuz odası ve aile banyoları gibi spa hizmetleri sunulmaktadır.
Bunun yanı sıra, Ilıca Günübirlik Dinlenme Tesisleri, doğayla iç içe bir ortamda 9 adet taş ev, 20 adet kamelya, barbekü alanları ve çocuk oyun parkları gibi olanaklar sunarak, ziyaretçilere huzurlu bir dinlenme imkanı sağlamaktadır.
Ulaşım ve Ziyaret Bilgileri
Ilıca Kaplıcaları’na, Kütahya şehir merkezinden özel araçla veya Ilıca halk minibüsleriyle ulaşım sağlanabilir. Kaplıcalar, yılın her dönemi hizmet vermekte olup, özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında doğanın sunduğu güzelliklerle ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunmaktadır.
Doğal güzellikleri, şifalı suları ve konforlu konaklama seçenekleriyle Ilıca Kaplıcaları, hem sağlık hem de huzur arayanlar için ideal bir destinasyondur.
21. Gediz Ilıcasu Kaplıcaları
Gediz Ilıcasu Kaplıcaları, Kütahya’nın Gediz ilçesine bağlı Ilıcasu Mahallesi’nde yer alan ve 1987 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla “Termal Turizm Merkezi” ilan edilen önemli bir sağlık ve dinlenme merkezidir. Deniz seviyesinden 940 metre yükseklikte, çam ormanlarıyla çevrili bir bölgede bulunan kaplıca, doğayla iç içe bir ortamda şifa arayanlara hizmet vermektedir.
🌡️ Termal Su Özellikleri ve Sağlık Faydaları
Gediz Ilıcasu Kaplıcaları’nın termal suyu, 87°C sıcaklığında olup, sülfat, bikarbonat, sodyum, magnezyum ve metaborik asit gibi mineraller açısından zengindir. Bu mineralli suyun; romatizmal hastalıklar, cilt rahatsızlıkları, böbrek ve idrar yolu hastalıkları, sedef, eklem ve kireçlenme hastalıkları ile kadın hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
🏨 Konaklama ve Tesis Olanakları
Gediz Ilıcasu Kaplıcaları’nda, 4 kişilik 40 apart, 3 kişilik 52 apart ve 22 ahşap baraka olmak üzere toplamda 464 yatak kapasitesine sahip konaklama birimleri bulunmaktadır. Her apartta oturma odası, yatak odası, mutfak, buzdolabı, televizyon ve termal su bulunan banyo mevcuttur.
Tesis bünyesinde; erkek ve kadınlara özel aquaparklar, açık ve kapalı termal havuzlar, hamamlar, sauna, jakuzi, buhar odası, tuz odası ve çocuk oyun alanları gibi sosyal donatılar yer almaktadır. Ayrıca, 12 adet özel banyo da hizmete sunulmuştur.
🚗 Ulaşım ve İletişim Bilgileri
Gediz Ilıcasu Kaplıcaları, Gediz ilçe merkezine 13 km, Uşak-İzmir karayoluna ise 45 km mesafede yer almaktadır. Kaplıcaya özel araçla veya toplu taşıma araçlarıyla ulaşım mümkündür.
İletişim Bilgileri:
-
Adres: Ilıca Termal Tesisi, 43600 Ilıcasu/Gediz/Kütahya
-
Telefon: (0274) 431 52 00
-
E-posta: ilicatermal@gediz.bel.tr
-
Web Sitesi: ilica.gediz.bel.tr
Gediz Ilıcasu Kaplıcaları, şifalı suları, modern tesisleri ve doğal güzellikleriyle hem sağlık hem de huzur arayan ziyaretçiler için ideal bir destinasyondur.
22. Eynal Kaplıcaları (Simav)
Eynal Kaplıcaları, Kütahya’nın Simav ilçesine yaklaşık 4 km mesafede yer alan ve Türkiye’nin en yüksek sıcaklığa sahip termal kaynaklarından biridir. 163°C’ye kadar ulaşan sıcak suyu, 70–80°C aralığında kullanıma sunulmaktadır. Bu şifalı su, kalsiyum, sodyum, bikarbonat, sülfat, bromür ve florür gibi mineraller açısından zengindir. Romatizmal hastalıklar, eklem rahatsızlıkları, cilt ve deri hastalıkları, sinir sistemi bozuklukları ve böbrek taşı gibi rahatsızlıklara iyi geldiği bilinmektedir.
Simav Belediyesi tarafından işletilen Eynal Kaplıcaları, 1989 yılında Termal Turizm Merkezi ilan edilmiştir. Tesis bünyesinde 192 apart daire ve 15 adet taş konak bulunmaktadır. Apartlar; ebeveyn yatak odası, çocuk odası, mutfak ve termal suyla donatılmış banyolardan oluşmaktadır. Taş konaklar ise şömine, oturma alanı ve modern olanaklarla donatılmıştır.
Kaplıca tesislerinde; yarı olimpik yüzme havuzu, termal aquapark, büyük ve küçük Türk hamamları, ayak banyosu, çocuk oyun salonu, restoran ve kafeterya gibi sosyal alanlar mevcuttur. Ayrıca, tüm kapalı alanlar jeotermal ısıtma sistemiyle ısıtılmaktadır.
Eynal Kaplıcaları’na ulaşım, Simav ilçe merkezinden düzenli olarak çalışan belediye otobüsleriyle sağlanmaktadır. Tesis, yılın her dönemi hizmet vermekte olup, özellikle kış aylarında sıcak termal sularıyla ziyaretçilere huzurlu bir tatil imkânı sunmaktadır.
🌄 Manzara ve Doğa Noktaları
23. Kütahya Kent Ormanı
Kütahya Kent Ormanı, şehir merkezine yalnızca 2 km uzaklıkta yer alan ve doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler için ideal bir mesire ve rekreasyon alanıdır. Yaklaşık 30 hektarlık bir alana yayılan orman, karaçam, meşe ve ardıç ağaçlarıyla çevrilidir ve zengin bir flora ve faunaya ev sahipliği yapmaktadır. Ormanlık alan içerisinde porsuk, sincap, tavşan ve tilki gibi yaban hayvanları da yaşamaktadır.
🌳 Olanaklar ve Aktiviteler
Kütahya Kent Ormanı, ziyaretçilerine çeşitli olanaklar sunmaktadır:
-
Piknik Alanları: Mangal ve oturma alanlarıyla donatılmış piknik noktaları bulunmaktadır.
-
Yürüyüş ve Bisiklet Yolları: Doğa yürüyüşü ve bisiklet sürüşü için uygun parkurlar mevcuttur.
-
Çocuk Oyun Alanları: Aileler için çocukların eğlenebileceği oyun alanları sağlanmıştır.
-
Spor Alanları: Açık hava sporları için alanlar bulunmaktadır.
-
Gözlem Kulesi ve Seyir Terasları: Doğayı ve manzarayı izlemek için yapılar mevcuttur.
-
Kamp ve Karavan Alanları: 100 karavan ve 250 çadır kapasitesiyle kamp yapma imkanı sunulmaktadır.
-
At Çiftliği ve Araç Sineması: Eğlenceli aktiviteler arasında at binme ve açık hava sineması yer almaktadır.
🚍 Ulaşım
Kütahya Kent Ormanı’na ulaşım oldukça kolaydır. Şehir merkezinden kalkan 1, 2, 3, 4, 11 ve 27 numaralı otobüs hatları orman yakınlarından geçmektedir. En yakın duraklar arasında Parkhayat Hastanesi ve Şelale Camii bulunmaktadır.
ℹ️ Ziyaret Bilgileri
-
Adres: 100. Yıl Mahallesi, Kent Ormanı No:3, Kütahya Merkez
-
Telefon: +90 554 732 99 38
-
Çalışma Saatleri: 08:00 – 00:00
-
Giriş Ücreti: Ücretli giriş uygulanmaktadır; detaylı bilgi için iletişime geçilmesi önerilir.
Kütahya Kent Ormanı, doğayla baş başa kalmak, piknik yapmak, yürüyüşe çıkmak veya kamp yapmak isteyenler için mükemmel bir seçenektir. Zengin olanakları ve şehir merkezine yakınlığıyla her yaştan ziyaretçiye hitap etmektedir.
24. Şaphane Dağı ve Yaylası
Şaphane Dağı, Kütahya’nın güneybatısında, Şaphane ilçesi sınırları içinde yer alan ve 2.120 metre yüksekliğiyle bölgenin en yüksek zirvelerinden biridir. Ulugedik Tepesi’nde bu yüksekliğe ulaşan dağ, Batı Anadolu’nun önemli doğal alanlarından biridir.
🏞️ Doğal Zenginlikler ve Flora
Şaphane Dağı, zengin bitki örtüsü ve endemik türleriyle dikkat çeker. Dağda 458 farklı bitki taksonu tespit edilmiştir. Bu bitkiler arasında Rhododendron ponticum, Aethionema türleri ve Allium reuterianum gibi endemik türler bulunmaktadır . Ayrıca, dağın eteklerinde çam, meşe ve ardıç ormanları yaygındır.
🥾 Doğa Yürüyüşü ve Kamp
Şaphane Dağı, doğa yürüyüşü ve kamp yapmak isteyenler için ideal bir ortam sunar. Dağın eteklerinde yer alan yaylalar, temiz havası ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini cezbetmektedir. Ayrıca, dağ çevresinde trekking ve doğa yürüyüşü rotaları bulunmaktadır.
🌿 Yaylalar ve Mesire Alanları
Şaphane Dağı’nın eteklerinde bulunan Kayranlı Yaylası ve Kırkpınar Yaylası, serin havası ve doğal güzellikleriyle öne çıkar. Bu yaylalarda kamp yapabilir, doğa yürüyüşleri gerçekleştirebilir ve temiz havanın tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca, Kızıltepe Mesire Alanı ve Değirmendere Çayı gibi doğal alanlar da ziyaretçilere huzurlu bir ortam sunmaktadır.
📍 Ulaşım ve Konum
Şaphane Dağı, Kütahya il merkezine yaklaşık 125 km uzaklıkta, Şaphane ilçesinin güneybatısında yer almaktadır. Dağın doruğunun konumu: 39°03′45″N 29°14′30″E’dir . Dağa ulaşım özel araçlarla sağlanmaktadır.
Şaphane Dağı ve çevresindeki yaylalar, doğa severler için keşfedilmeyi bekleyen saklı cennetlerdir. Zengin bitki örtüsü, temiz havası ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.
25. Simav Dağları
Simav Dağları, Kütahya’nın Simav ilçesinin güneyinde, doğu-batı yönünde uzanan ve bölgenin en belirgin dağ silsilelerinden biridir. Yaklaşık 120 km uzunluğundaki bu dağ sırası, Kütahya’nın Gediz ilçesinin Abide köyünden başlayarak Balıkesir’in Sındırgı ilçesinin Gölcük köyüne kadar uzanır. En yüksek noktası 1.780 metreye ulaşan Simav Dağı’dır.
Simav Dağları, zengin bitki örtüsü ve doğal güzellikleriyle dikkat çeker. Dağların eteklerinde yer alan Gölcük Yaylası, çam ormanlarıyla çevrili krater gölü ve serin havasıyla yaz aylarında serinlemek isteyenler için ideal bir mesire alanıdır. Yaylada yürüyüş parkurları, piknik alanları ve çeşitli sosyal tesisler bulunmaktadır.
Ayrıca, Simav Dağları’nın kuzey yamacında yer alan Öreyler kasabası, yaklaşık 1.500 metre rakımıyla yüksek dağ köylerinden biridir. Kasaba çevresinde kestane, ceviz, fındık, kızılcık, gürgen ve çam ağaçları yaygındır. Bölge, doğa yürüyüşleri ve kamp aktiviteleri için uygun alanlar sunmaktadır.
Simav Dağları, hem doğa severler hem de macera arayanlar için keşfedilmeyi bekleyen bir doğa harikasıdır. Zengin florası, serin yaylaları ve etkileyici manzaralarıyla ziyaretçilerine unutulmaz deneyimler sunmaktadır.