
Vietnam’ın başkenti Hanoi, zengin tarihi, etkileyici mimarisi ve kültürel çeşitliliğiyle ziyaretçilerine benzersiz bir seyahat deneyimi sunar. Yüzyıllar boyunca Çin, Fransız ve Sovyet etkileriyle şekillenen bu şehir, hem Doğu’nun mistik havasını hem de Batı’nın zarif dokunuşlarını bir arada taşır. Hanoi’nin sokakları, bir yandan geçmişin izlerini barındırırken diğer yandan modern yaşamın ritmiyle canlılık kazanır. Bu eşsiz atmosfer, şehri keşfetmeyi hem kültürel hem de görsel açıdan son derece keyifli hâle getirir.
Hanoi’de gezilecek yerler, tarihî yapılar, tapınaklar, müzeler, doğal güzellikler ve hareketli pazarlar gibi birçok farklı kategoride sıralanır. Şehrin kalbinde yer alan Hoan Kiem Gölü’nden UNESCO Dünya Mirası listesindeki Thang Long İmparatorluk Kalesi’ne, geleneksel su kuklası gösterilerinden etnik müzelere kadar uzanan zenginlikler, her zevke hitap eden bir gezi rotası oluşturur. Hem kültürel bilgi edinmek hem de otantik bir Asya şehri deneyimlemek isteyenler için Hanoi, Vietnam’ın en cazip duraklarından biridir.
1. Hoan Kiem Gölü (Göl ve Ngoc Son Tapınağı) – Şehrin kalbindeki huzurlu göl ve tarihi tapınak.
Hoan Kiem Gölü, Hanoi’nin tam kalbinde yer alan ve hem yerel halk hem de turistler için adeta bir buluşma noktası olan büyüleyici bir doğal alandır. “Kayıp Kılıç Gölü” olarak da bilinen bu göl, adını Vietnam efsanelerinden alır. Efsaneye göre, Kral Le Loi’ye bir kutsal kaplumbağa tarafından verilen sihirli kılıç, zaferin ardından aynı kaplumbağa tarafından göle geri alınmıştır. Bu mitolojik hikâye, gölü sadece doğal değil, aynı zamanda ruhani bir mekân hâline getirir. Sabah yürüyüşçüleri, Tai Chi yapan yaşlılar ve manzaranın tadını çıkaran ziyaretçilerle dolu olan göl çevresi, Hanoi’nin sakinliğini ve zarafetini yansıtır.
Gölün ortasında yer alan küçük ada üzerinde inşa edilmiş Ngoc Son Tapınağı, zarif kırmızı köprü The Huc üzerinden yürüyerek ulaşılabilen tarihi bir yapıdır. 18. yüzyılda inşa edilen tapınak, Konfüçyüs, bilgelik tanrısı Van Xuong ve ulusal kahraman General Tran Hung Dao’ya adanmıştır. İç mekânda kadim sunaklar, dua alanları ve geleneksel dekoratif unsurlar bulunur. Tapınağın bulunduğu ada ve köprünün gece aydınlatması ise ziyaretçilere görsel bir şölen sunar. Hem gündüz hem de akşam saatlerinde ziyaret edilebilen Hoan Kiem Gölü ve Ngoc Son Tapınağı, Hanoi’nin ruhunu hissetmek isteyenler için kaçırılmaması gereken duraklardandır.
2. Eski Çarşı (Old Quarter) – Dar sokakları, geleneksel dükkanları ve sokak yemekleriyle meşhur tarihi bölge.
Eski Çarşı (Old Quarter), Hanoi’nin tarihi dokusunu en yoğun hissedebileceğiniz bölgelerden biridir. Yüzlerce yıl öncesine uzanan geçmişiyle bu bölge, şehrin ticaret ve zanaat merkezi olarak gelişmiştir. Her biri belirli bir zanaata ya da ürüne adanmış 36 sokaktan oluşan Eski Çarşı, ahşap oymacılığından ipek işlemeciliğine kadar birçok geleneksel el sanatını barındırır. Fransız koloni döneminden kalma dar sokaklar ve tarihi binalar, bölgeye nostaljik bir atmosfer kazandırırken; sokaklarda gezinti yapmak, Hanoi’nin zaman içindeki değişimini gözlemlemek için eşsiz bir fırsat sunar.
Old Quarter aynı zamanda Vietnam mutfağının kalbidir. Pho, bun cha, banh mi gibi yerel lezzetleri tadabileceğiniz sokak tezgâhları ve küçük restoranlar, bölgeyi adeta bir açık hava yeme-içme festivaline dönüştürür. Sabah saatlerinde kahve kokularıyla dolan sokaklar, akşam saatlerinde ise renkli lambalar ve kalabalık masalarla hayat bulur. Ziyaretçiler burada yalnızca alışveriş ve yemek değil, aynı zamanda otantik bir şehir deneyimi yaşarlar. Canlı atmosferi, kültürel zenginliği ve günlük yaşamın iç içe geçtiği bu sokaklar, Hanoi’nin ruhunu en saf hâliyle yansıtır.
3. Ho Chi Minh Mozolesi – Vietnam’ın kurucu liderinin anıt mezarı.
Ho Chi Minh Mozolesi, Vietnam’ın bağımsızlık mücadelesinin simge ismi olan Ho Chi Minh’in naaşının bulunduğu görkemli anıt mezardır. Hanoi’nin Ba Dinh Meydanı’nda yer alan bu yapı, Vietnam halkı için büyük bir tarihî ve duygusal öneme sahiptir. 1975 yılında tamamlanan mozole, Sovyet mimarisinden ilham alan anıtsal tarzıyla dikkat çeker. Dış cephesi gri granitle kaplı olan yapı, sade ve etkileyici tasarımıyla Ho Chi Minh’in mütevazı kişiliğini yansıtırken, aynı zamanda onun ülkeye kazandırdığı bağımsızlık ve birlik duygusunun da bir sembolüdür.
Mozoleye gelen ziyaretçiler, sıkı güvenlik önlemleri eşliğinde sessizlik içinde içeri alınır ve cam bir tabut içinde sergilenen Ho Chi Minh’in mumyalanmış bedenini görme fırsatı bulurlar. Anıtın çevresindeki alanda ise Ba Dinh Meydanı, Ho Chi Minh’in çalışma ofisi olarak kullandığı Stilt House ve Başkanlık Sarayı gibi yapılar da gezilebilmektedir. Bu kompleks, Vietnam tarihine ilgi duyanlar için oldukça etkileyici bir duraktır. Mozoleyi ziyaret etmek, sadece bir liderin anısını onurlandırmak değil, aynı zamanda Vietnam halkının bağımsızlık yolundaki kararlılığını ve Ho Chi Minh’in ülke üzerindeki kalıcı etkisini yakından hissetmektir.
4. Ho Chi Minh’in Evi (Stilt House) – Ho Chi Minh’in sade yaşamını yansıtan ahşap ev.
Ho Chi Minh’in Evi (Stilt House), Vietnam’ın efsanevi lideri Ho Chi Minh’in mütevazı yaşam tarzını ve kişisel değerlerini en iyi yansıtan mekânlardan biridir. Hanoi’deki Başkanlık Sarayı’nın hemen arkasında, yemyeşil bir bahçe içinde yer alan bu iki katlı ahşap ev, 1958 yılında geleneksel Tay stilinde inşa edilmiştir. Ho Chi Minh, kendisine sunulan lüks sarayda yaşamayı reddederek bu sade ve doğayla iç içe evde yaşamayı tercih etmiştir. Ahşap yapısı, açık verandası ve alçak tavanlı odaları ile ev, liderin sadelik ve halkla bütünleşme anlayışını somut şekilde yansıtır.
Evin içi ziyaretçilere açıktır ve orijinal hâline sadık kalınarak korunmuştur. Çalışma odası, kütüphane ve yatak odası gibi alanlar, dönemin mobilyaları ve kişisel eşyalarıyla birlikte sergilenmektedir. Bahçede yürürken ya da balık havuzunun kenarında otururken, ziyaretçiler Ho Chi Minh’in sade ama derin etkiler bırakan yaşam felsefesini hissedebilir. Bu ev, bir liderin ihtişam yerine tevazuyu seçtiği, halkına yakın kalmayı tercih ettiği bir yaşamın simgesidir. Hem tarihî hem de duygusal bir ziyaret noktası olan Stilt House, Hanoi’deki en anlamlı duraklardan biridir.
5. Tek Sütunlu Pagoda (One Pillar Pagoda) – Lotus çiçeğini simgeleyen eşsiz mimariye sahip Budist tapınağı.
Tek Sütunlu Pagoda (One Pillar Pagoda), Hanoi’nin en ikonik ve sembolik yapılarından biridir. 11. yüzyılda Ly Thai Tong tarafından yaptırılan bu tapınak, rüyasında lotus çiçeği üzerinde oturan Bodhisattva Avalokiteshvara’yı görmesi üzerine inşa edilmiştir. Lotus çiçeğini simgeleyen ve yalnızca bir taş sütun üzerinde yükselen bu küçük ama anlamlı tapınak, Budist inançlarda saflığın ve aydınlanmanın sembolüdür. Mimari açıdan hem zarif hem de sıra dışı olan bu yapı, kare şeklindeki küçük ahşap tapınağı taşıyan tek sütunuyla dikkat çeker.
Tapınak, bir lotus havuzunun ortasında yer alır ve ziyaretçilere hem estetik hem de manevi bir deneyim sunar. Zaman içinde savaşlar ve çatışmalar nedeniyle zarar gören yapı, 1950’lerde yeniden inşa edilmiştir ve günümüzde hem yerli halk hem de turistler tarafından sıkça ziyaret edilmektedir. Dualar edilip tütsüler yakılan pagoda, özellikle çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için önemli bir hac noktasıdır. Başkentin merkezinde yer alan bu eşsiz tapınak, Vietnam’ın dini mirasını ve mimari yaratıcılığını yansıtan önemli bir semboldür.
6. Edebiyat Tapınağı (Temple of Literature) – Vietnam’ın ilk üniversitesi, Konfüçyüs’e adanmış tarihi yapı.
Edebiyat Tapınağı (Temple of Literature), Vietnam’ın ilk ulusal üniversitesi olarak kabul edilen ve Konfüçyüs’e adanmış en önemli tarihî yapılardan biridir. 1070 yılında İmparator Ly Thanh Tong tarafından kurulan bu tapınak, başkent Hanoi’nin kalbinde yer alır ve hem kültürel hem de akademik mirasın simgesidir. Başlangıçta Konfüçyüs ve onun dört öğrencisine adanmış olan yapı, daha sonra 1076’da “Quoc Tu Giam” adıyla Vietnam’ın ilk yükseköğretim kurumu hâline gelmiştir. Yüzyıllar boyunca seçkin öğrenciler burada eğitilmiş ve imparatorluk sınavlarına hazırlanmıştır.
Beş ayrı avludan oluşan tapınak kompleksi, iç avlularda huzurlu bahçeler, lotus havuzları, taş kaplumbağa kaideleri üzerinde isimleri yazılı doktor taşları ve Konfüçyüs’e adanmış sunaklarla dikkat çeker. Her biri geleneksel Vietnam mimarisiyle şekillendirilmiş avlular, ziyaretçileri geçmişin entelektüel ve manevi atmosferine davet eder. Bugün hem öğrenciler hem de turistler için önemli bir ziyaret noktası olan Edebiyat Tapınağı, Vietnam halkının bilgiye, eğitime ve kültürel değerlere verdiği önemi gözler önüne serer. Özellikle sınav dönemlerinde öğrenciler, başarı dilemek için bu kutsal alana akın eder.
7. Vietnam Etnoloji Müzesi – Ülkenin 54 etnik grubuna dair zengin koleksiyon.
Vietnam Etnoloji Müzesi, ülkenin etnik çeşitliliğini ve kültürel mirasını detaylı bir şekilde keşfetmek isteyenler için Hanoi’de mutlaka görülmesi gereken müzelerden biridir. 1997 yılında ziyarete açılan müze, Vietnam’da yaşayan 54 farklı etnik grubun tarihini, yaşam tarzını, geleneklerini ve sanatını tanıtmayı amaçlar. Modern bir binada yer alan sergi alanlarında, geleneksel kıyafetler, günlük yaşam objeleri, ritüel eşyaları, müzik aletleri ve el sanatlarına dair geniş bir koleksiyon sergilenmektedir. Her bölüm, farklı bir etnik topluluğa ait kültürel izleri taşır ve ziyaretçilere Vietnam’ın zengin toplumsal mozaiğini yakından tanıma imkânı sunar.
Müzenin en dikkat çekici bölümlerinden biri ise açık hava sergi alanıdır. Bu alanda, ülkenin farklı bölgelerinden geleneksel evlerin birebir örnekleri inşa edilmiştir. Yüksek ayaklı Tay evlerinden, çamur ve bambudan yapılan Cham yapılarından, uzun Ede evlerine kadar birçok otantik mimari yapı burada görülebilir. Ziyaretçiler bu evlerin içine girerek hem mimari detayları görebilir hem de etnik toplulukların gündelik yaşamlarına dair fikir edinebilir. Vietnam Etnoloji Müzesi, sadece bir sergi alanı değil, aynı zamanda kültürel anlayışı derinleştiren ve ziyaretçileri geçmişle bugünün buluştuğu bir yolculuğa çıkaran değerli bir merkezdir.
8. Hoa Lo Hapishanesi (Hilton Hanoi) – Fransız sömürge döneminden kalma tarihi hapishane.
Hoa Lo Hapishanesi, Hanoi’de Fransız sömürge döneminde inşa edilmiş ve geçmişiyle hem Vietnamlılar hem de yabancı ziyaretçiler için derin izler bırakan bir tarihî yapıdır. 1896 yılında Fransızlar tarafından, özellikle Vietnamlı devrimcileri ve bağımsızlık yanlısı mahkumları tutmak amacıyla inşa edilen bu hapishane, zamanla Vietnam’ın bağımsızlık mücadelesinin sembollerinden biri hâline gelmiştir. Sert koşulları, küçük ve havasız hücreleri, işkence odaları ve ağır disiplin yöntemleriyle tanınan Hoa Lo, o dönemde tutulan mahkumların çektiği acıları ve direniş ruhunu yansıtan bir belgedir.
“Hanoi Hilton” adı ise daha sonraki yıllarda, Vietnam Savaşı sırasında burada tutulan Amerikan savaş esirlerinin ironik yakıştırmasıyla ortaya çıkmıştır. Günümüzde müzenin açık olan kısmı, bu karanlık geçmişi ziyaretçilere sunan bir bellek mekânıdır. Müze içerisinde döneme ait fotoğraflar, belgeler, kişisel eşyalar ve özgürlük için mücadele eden Vietnamlı mahkumlara ait hikâyeler sergilenmektedir. Hoa Lo Hapishanesi, Vietnam tarihine derinlemesine bakmak ve hem sömürgecilik hem de savaş döneminin izlerini görmek isteyenler için çarpıcı ve etkileyici bir duraktır.
9. Hanoi Opera Binası – Fransız mimarisiyle dikkat çeken kültürel etkinlik merkezi.
Hanoi Opera Binası, şehrin Fransız sömürge döneminden kalan en görkemli yapılarından biridir. 1901–1911 yılları arasında inşa edilen bu yapı, Paris’teki Palais Garnier’den esinlenilerek tasarlanmış olup, klasik Avrupa mimarisini Vietnam’ın kalbine taşır. Neoklasik sütunları, zarif detaylarla bezenmiş cephe süslemeleri ve geniş merdivenleriyle dikkat çeken bina, hem mimari ihtişamı hem de tarihî değeriyle öne çıkar. Fransızlar döneminde, sadece elit kesime açık olan bu yapı, zamanla halkın kültürel hayatında da önemli bir yer edinmiştir.
Günümüzde Hanoi Opera Binası, Vietnam’ın önde gelen kültür ve sanat merkezlerinden biridir. Opera, bale, klasik müzik konserleri, geleneksel Vietnam gösterileri ve tiyatro oyunları gibi çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapar. Akustiği ve iç dekorasyonuyla göz kamaştıran salonda bir gösteri izlemek, Hanoi’deki en özel deneyimlerden biri olarak kabul edilir. Bina dışarıdan da etkileyici bir görünüme sahip olup, özellikle akşam saatlerinde ışıklandırıldığında büyüleyici bir manzara sunar. Hanoi’nin kültürel kimliğini yansıtan bu tarihi opera binası, sanata ilgi duyan herkesin mutlaka görmesi gereken simge yapılardan biridir.
10. Batı Gölü (West Lake) – Hanoi’nin en büyük gölü, çevresinde kafe ve tapınaklar.
Batı Gölü (West Lake), Hanoi’nin en büyük doğal gölü olup, şehir yaşamının karmaşasından uzaklaşıp huzur bulmak isteyenler için ideal bir kaçış noktasıdır. Yaklaşık 17 kilometrelik çevresiyle şehrin önemli rekreasyon alanlarından biri olan göl, sabah yürüyüşü yapanlardan bisiklet sürenlere, manzaranın tadını çıkaranlardan balık tutanlara kadar birçok kişiye ev sahipliği yapar. Gölün kıyısındaki geniş yollar, palmiye ağaçlarıyla çevrili kafeler, restoranlar ve otellerle doludur. Özellikle gün batımı saatlerinde göl manzarası romantik ve büyüleyici bir atmosfer yaratır.
Batı Gölü çevresinde kültürel açıdan da önemli noktalar bulunmaktadır. Bunların başında, Vietnam’ın en eski Budist tapınaklarından biri olan Tran Quoc Pagoda gelir. Gölün doğu kıyısında yer alan bu zarif tapınak, tarihi atmosferi ve dingin ortamıyla ziyaretçilerini kendine çeker. Ayrıca Quan Thanh Tapınağı gibi önemli dini yapılar da göl çevresindedir. Bölge, hem doğayla iç içe vakit geçirmek hem de kültürel keşifler yapmak isteyenler için zengin olanaklar sunar. Hanoi’ye gelenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken Batı Gölü, şehrin hem doğal hem de manevi yönünü yansıtan nadide köşelerden biridir.
11. Tran Quoc Pagoda – Batı Gölü kıyısında yer alan, Vietnam’ın en eski Budist pagodalarından biri.
Tran Quoc Pagoda, Hanoi’deki Batı Gölü’nün doğu kıyısında yer alan ve Vietnam’ın en eski Budist tapınaklarından biri olarak kabul edilen kutsal bir yapıdır. İlk olarak 6. yüzyılda, Ly Nam De Hanedanı döneminde inşa edilen bu pagoda, yaklaşık 1.500 yıllık geçmişiyle Vietnam’daki Budizm tarihinin en önemli tanıklarından biridir. Başlangıçta Kızıl Nehir kıyısında yer alan tapınak, erozyon nedeniyle 17. yüzyılda bugünkü yerine, Batı Gölü’ndeki küçük bir adacığa taşınmıştır. Tapınağın adı olan “Tran Quoc”, “Ulusun Koruyucusu” anlamına gelir ve dini olduğu kadar sembolik bir öneme de sahiptir.
Ziyaretçiler, dar bir taş köprü üzerinden geçerek ulaştıkları tapınakta, geleneksel Vietnam-Budist mimarisinin en güzel örneklerinden biriyle karşılaşır. Kırmızı tuğlalı 11 katlı stupa (kule), tapınağın en dikkat çeken yapısıdır ve geceleri ışıklandırıldığında göle yansıyarak büyüleyici bir görüntü oluşturur. Bahçede ayrıca antik heykeller, bodhi ağacı ve çeşitli sunaklar bulunur. Tran Quoc Pagoda, yalnızca dini bir yapı değil, aynı zamanda huzur veren atmosferi ve tarihi derinliğiyle Hanoi’de mutlaka ziyaret edilmesi gereken manevi bir duraktır.
12. Long Bien Köprüsü – Fransızlar tarafından inşa edilen tarihi demir köprü.
Long Bien Köprüsü, Hanoi’nin en simgesel yapılarından biri olup, Fransız sömürge döneminin mühendislik mirasını yansıtan etkileyici bir demir köprüdür. 1899–1902 yılları arasında Gustave Eiffel’in ekibine bağlı Fransız mühendisler tarafından inşa edilen bu köprü, o dönemde Doğu Asya’nın en uzun köprülerinden biri olarak kabul edilmiştir. Kızıl Nehir (Red River) üzerinde uzanan Long Bien Köprüsü, Hanoi’yi ülkenin kuzey ve kuzeydoğusuna bağlayan stratejik bir geçiş noktası olmuştur. Hem mimari hem de tarihî açıdan büyük öneme sahip olan köprü, Vietnam Savaşı sırasında defalarca bombalanmış, ancak halkın özverili çalışmalarıyla her defasında onarılmıştır.
Bugün yalnızca trenler, bisikletliler ve yayalar tarafından kullanılan köprü, hem nostaljik hem de işlevsel bir yapıdır. Üzerinden yürüyerek geçen ziyaretçiler, Kızıl Nehir’in manzarasını izlerken Hanoi’nin geçmişine tanıklık edebilirler. Paslanmış demir yapısı ve eskimiş raylarıyla zamanın izlerini taşıyan köprü, aynı zamanda birçok sanatçıya ve fotoğrafçıya ilham kaynağı olmaktadır. Long Bien Köprüsü, modernleşen Hanoi’nin ortasında geçmişi hatırlatan bir anıt gibi durur ve şehrin tarihine duyulan saygının canlı bir simgesidir.
13. Vietnam Kadın Müzesi – Vietnamlı kadınların kültürel ve tarihî rollerine odaklanan etkileyici müze.
Vietnam Kadın Müzesi, Hanoi’nin merkezinde yer alan ve Vietnamlı kadınların toplumdaki tarihî, kültürel ve sosyal rollerine ışık tutan etkileyici bir kültür kurumudur. Vietnam Kadın Birliği tarafından kurulan bu müze, özellikle savaş dönemlerinde ve günlük yaşamda kadınların üstlendiği çok yönlü rolleri derinlemesine inceleyen sergileriyle dikkat çeker. Müzenin koleksiyonunda geleneksel kıyafetler, el sanatları, mutfak gereçleri, evlilik ritüellerine dair eşyalar ve anneliğe dair tematik objeler gibi birçok farklı unsur yer alır. Ayrıca ülkenin farklı etnik gruplarına mensup kadınların yaşam tarzları da renkli ve detaylı şekilde sunulur.
Müzenin en çarpıcı bölümlerinden biri, Vietnam Savaşı sırasında kadınların direniş ve fedakârlık hikâyelerinin anlatıldığı kısımdır. Kadınların hem cephede savaşçı olarak hem de cephe gerisinde hemşire, haberci ve destekçi olarak üstlendikleri görevler; kişisel eşyalar, fotoğraflar ve röportajlarla zenginleştirilmiştir. Modern tasarımı ve çok katlı yapısıyla Vietnam Kadın Müzesi, ziyaretçilere hem bilgi verici hem de duygusal bir deneyim sunar. Kadınların toplumdaki gücünü ve tarihsel etkisini anlamak isteyenler için bu müze, Hanoi’de mutlaka görülmesi gereken anlamlı ve ilham verici bir duraktır.
14. Vietnam Tarih Müzesi – Antik dönemden modern zamanlara kadar Vietnam tarihi.
Vietnam Tarih Müzesi, Hanoi’de yer alan ve ülkenin binlerce yıllık tarihini kronolojik bir düzenle ziyaretçilere sunan kapsamlı bir müzedir. 1926 yılında Fransız sömürge yönetimi tarafından kurulan bu müze, başlangıçta “L’École Française d’Extrême-Orient” (Uzak Doğu Fransız Okulu) binası olarak hizmet vermiştir. Fransız ve geleneksel Vietnam mimarisinin harmanlandığı göz alıcı yapısı kadar içerdiği zengin koleksiyonlarıyla da dikkat çeker. Müze, Taş Devri’nden başlayarak Dong Son kültürü, Çin hâkimiyeti, bağımsızlık mücadeleleri ve imparatorluk dönemlerini detaylı şekilde ele alır.
Ziyaretçiler, bronz davullar, eski seramikler, taş heykeller, yazıtlar ve geleneksel kıyafetler gibi çok sayıda arkeolojik ve kültürel eseri yakından inceleyebilirler. Ayrıca Nguyen Hanedanı dönemine ait kraliyet objeleri ve Vietnam’ın sömürgecilik karşıtı direnişini anlatan bölümler de müzenin öne çıkan kısımlarındandır. Müzede yer alan interaktif panolar ve açıklamalar sayesinde tarihî bağlam daha anlaşılır hâle gelir. Vietnam Tarih Müzesi, sadece akademik bilgi sunmakla kalmaz, aynı zamanda Vietnam kültürünün köklerine ve ulusal kimliğin oluşum sürecine dair etkileyici bir yolculuk sağlar.
15. Thang Long İmparatorluk Kalesi – UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan antik saray kompleksi.
Thang Long İmparatorluk Kalesi, Hanoi’nin kalbinde yer alan ve Vietnam’ın bin yılı aşan devlet geleneğini yansıtan en önemli tarihî yapılardan biridir. 11. yüzyılda Ly Hanedanı tarafından inşa edilen bu antik saray kompleksi, uzun yıllar boyunca Vietnam’ın siyasi, kültürel ve askeri merkezi olarak kullanılmıştır. “Thang Long” adı, “Yükselen Ejderha” anlamına gelir ve bu isim, Hanoi’nin eski adı olarak da bilinir. 2010 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edilen kale, Vietnam tarihinin farklı dönemlerine ait mimari katmanları ve arkeolojik kalıntılarıyla büyük bir tarihsel zenginlik sunar.
Kale kompleksinde yer alan Doğu Kapısı, Kinh Thien Sarayı platformu, Hazine Binası ve arkeolojik kazı alanları, ziyaretçilere geçmişin görkemli izlerini sunar. Yapılan kazılarda Çin, Champa ve Vietnam dönemlerine ait seramikler, yapı temelleri ve günlük yaşam objeleri ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca kale, Fransız sömürge dönemi ve Vietnam Savaşı’nda da stratejik bir merkez olarak kullanılmış, yeraltı sığınaklarıyla dönemin izlerini taşımaya devam etmiştir. Hem tarih meraklıları hem de mimari tutkunları için büyüleyici bir durak olan Thang Long İmparatorluk Kalesi, Hanoi’nin en köklü ve etkileyici tarihî miraslarından biridir.
16. Thang Long Kukla Tiyatrosu – Su kuklası gösterileriyle tanınan geleneksel tiyatro.
Thang Long Kukla Tiyatrosu, Hanoi’de geleneksel Vietnam su kuklası sanatını canlı olarak izleyebileceğiniz en ünlü ve köklü tiyatro sahnelerinden biridir. Hoan Kiem Gölü’nün yakınında yer alan bu tiyatro, hem yerli halkın hem de turistlerin ilgisini çeken kültürel bir merkezdir. Su kuklası sanatı, 11. yüzyıla kadar uzanan bir gelenektir ve başlangıçta pirinç tarlalarında suyla dolu alanlarda köylüler tarafından sergilenirdi. Günümüzde Thang Long Tiyatrosu, bu sanatı profesyonel sahne düzeni ve canlı müzik eşliğinde modern bir biçimde sunarak geleneği yaşatmaktadır.
Gösterilerde, ahşap kuklalar su yüzeyinde hareket ederken arkada geleneksel müzik aletleriyle canlı performans gerçekleştiren müzisyenler bulunur. Efsaneler, köy yaşamı, aşk hikâyeleri ve tarihi olaylar gibi çeşitli temalar, renkli sahneler ve esprili anlatımlarla izleyiciye sunulur. Tiyatronun en etkileyici yönü ise kuklaların su üzerinde görünmez çubuklarla ustaca hareket ettirilmesi ve bu teknik sayesinde yaratılan görsel illüzyondur. Thang Long Kukla Tiyatrosu, Vietnam kültürünü eğlenceli ve özgün bir yolla tanımak isteyen herkes için mutlaka görülmesi gereken bir deneyim sunar.
17. Quan Thanh Tapınağı – Taoist tanrıya adanmış antik tapınak.
Quan Thanh Tapınağı, Hanoi’nin Batı Gölü kıyısında yer alan ve Vietnam’daki en önemli Taoist tapınaklardan biri olarak kabul edilen tarihî bir ibadet yeridir. 11. yüzyılda Ly Thai To döneminde inşa edilen bu tapınak, kuzey yönünün koruyucu tanrısı Xuan Wu’ya (Karanlık Savaşçı) adanmıştır. Tapınağın adı olan “Quan Thanh”, bu tanrının onuruna verilmiş olup, “İlahî Muhafız” anlamını taşır. Taoist inançlara göre Xuan Wu, kötülükleri kovar ve insanlara huzur getirir. Bu nedenle tapınak, özellikle barış ve sağlık dilekleriyle dua etmek isteyenler için önemli bir ziyaret noktasıdır.
Tapınak kompleksine girildiğinde, dikkat çeken ilk unsur devasa bronz heykeldir. Yaklaşık 4 ton ağırlığında ve 3.7 metre yüksekliğindeki bu heykel, 17. yüzyılda dökülmüş olup Xuan Wu’yu oturur pozisyonda ve gizemli bir ifade ile tasvir eder. Tapınağın avlusunda ise huzurlu bir bahçe, antik yazıtlar, çanlar ve geleneksel mimariye sahip yapılar yer alır. Quan Thanh Tapınağı, sadece dini bir merkez değil, aynı zamanda Hanoi’nin ruhani tarihini ve mimari zenginliğini yansıtan etkileyici bir kültürel mirastır. Sessiz ve huzurlu atmosferiyle ziyaretçilerine manevi bir durak sunar.
18. Dong Xuan Pazarı – Yerel ürünler ve hediyelikler için en büyük pazar yerlerinden biri.
Dong Xuan Pazarı, Hanoi’nin en büyük ve en hareketli kapalı çarşısı olarak hem yerel halkın hem de turistlerin sıkça ziyaret ettiği önemli bir alışveriş merkezidir. 19. yüzyılın sonlarında Fransızlar tarafından inşa edilen bu tarihi pazar, Eski Çarşı (Old Quarter) bölgesinde yer alır ve şehrin ticaret hayatının kalbinin attığı noktalardan biridir. Dört katlı büyük yapısı içinde giyimden elektroniğe, ev eşyalarından tekstil ürünlerine kadar geniş bir ürün yelpazesi sunar. Pazarın sokak seviyesindeki bölümü genellikle toptan alışveriş yapan satıcılara yönelik olsa da, üst katlarda turistlerin ilgisini çekecek birçok hediyelik eşya ve geleneksel ürün bulunur.
Dong Xuan Pazarı sadece alışverişle sınırlı kalmaz; aynı zamanda Hanoi’nin yerel yaşamına tanıklık edilebilecek otantik bir ortam sunar. Pazarda geleneksel Vietnam ipekleri, el işi ürünler, bambu eşyalar, ahşap oymalar ve etnik giysiler gibi birçok yerel zanaat ürününe ulaşmak mümkündür. Ayrıca pazarın çevresindeki açık hava tezgâhlarında çeşitli sokak lezzetleri, taze meyveler ve baharatlar da denenebilir. Hem alışveriş yapmak hem de Hanoi’nin kültürel dokusunu hissetmek isteyen ziyaretçiler için Dong Xuan Pazarı, kaçırılmaması gereken canlı ve renkli bir deneyim sunar.
19. Ba Dinh Meydanı – Bağımsızlık Bildirgesi’nin okunduğu simgesel alan.
Ba Dinh Meydanı, Vietnam’ın modern tarihinde çok önemli bir yere sahip olan ve ulusal kimliğin sembollerinden biri olarak kabul edilen geniş bir açık alandır. 2 Eylül 1945’te, Vietnam Demokratik Cumhuriyeti’nin kurucusu Ho Chi Minh’in burada bağımsızlık bildirisini okumasıyla bu meydan, Vietnam’ın Fransız sömürge yönetiminden kurtuluşunun resmiyet kazandığı yer olmuştur. Bu tarihi olay, meydanı ülke halkı için kutsal ve anlamlı bir mekâna dönüştürmüştür. Meydan, adını 19. yüzyılda Fransızlara karşı isyan eden Ba Dinh Ayaklanması’ndan alır ve bağımsızlık mücadelesinin simgesi olarak görülür.
Günümüzde Ba Dinh Meydanı, Ho Chi Minh Mozolesi’nin önünde yer alarak hem tarihî hem de törensel işlevler görmeye devam etmektedir. Resmî geçit törenleri, anma etkinlikleri ve ulusal bayram kutlamaları bu alanda düzenlenir. Meydanın geniş çim alanları, kusursuz şekilde düzenlenmiş yolları ve etrafını çevreleyen önemli yapılar – Başkanlık Sarayı, Ho Chi Minh Müzesi ve Ulusal Meclis binası – burayı hem turistik hem de sembolik bir merkez haline getirir. Ba Dinh Meydanı, Hanoi’yi ziyaret edenler için yalnızca bir meydan değil, aynı zamanda Vietnam’ın bağımsızlık yolculuğunu simgeleyen güçlü bir tarihî duraktır.
20. Truc Bach Gölü – Tarihî olaylara tanıklık etmiş, huzurlu bir yürüyüş alanı.
Truc Bach Gölü, Hanoi’nin batısında, Batı Gölü’nün hemen yanında yer alan küçük ama tarihî açıdan önemli bir göldür. 17. yüzyılda, Batı Gölü’nden ayrılarak yapay olarak oluşturulan bu göl, sakin atmosferi ve çevresindeki yeşil alanlarla huzurlu bir yürüyüş rotası sunar. Göl çevresi, özellikle sabah saatlerinde egzersiz yapan yerel halk, yürüyüş yapanlar ve manzarayı izleyerek dinlenen ziyaretçilerle canlanır. Sessizliği ve doğal güzelliği ile Truc Bach Gölü, şehir merkezinin kalabalığından uzaklaşmak isteyenler için ideal bir kaçış noktasıdır.
Truc Bach Gölü’nü tarihî açıdan özel kılan en önemli olaylardan biri, 1967 yılında Vietnam Savaşı sırasında burada yaşanmıştır. ABD’li pilot John McCain, uçağı düşürüldükten sonra bu göle paraşütle inmiş ve esir alınmıştır. Bu olay, gölün uluslararası tarihte anılmasına neden olmuş ve göl kıyısına McCain’e ait küçük bir anıt dikilmiştir. Aynı zamanda göl çevresinde geleneksel el yapımı ürünler ve sokak lezzetleri sunan küçük tezgâhlar da bulunur. Truc Bach Gölü, hem tarihî hikâyeleri hem de sakinliğiyle Hanoi’nin daha az bilinen ama etkileyici duraklarından biridir.