Trang, Tayland’ın güneyinde, Andaman Denizi kıyısında yer alan ve doğal güzellikleriyle öne çıkan saklı bir cennettir. Kalabalık turistik merkezlere kıyasla daha sakin ve otantik bir atmosfere sahip olan Trang, muhteşem adaları, el değmemiş plajları, zengin deniz yaşamı, mağaraları ve şelaleleriyle doğa tutkunları için eşsiz bir destinasyondur. Hem macera arayan gezginlere hem de huzur dolu bir tatil isteyenlere hitap eden bu bölge, aynı zamanda yerel kültürle iç içe bir deneyim sunar.
Trang, adalar arası tekne turları, şnorkelle dalış, mağara keşifleri ve tropikal yürüyüş parkurları gibi birçok aktiviteyi bir arada sunar. Bunun yanı sıra, geleneksel gece pazarları, tarihi tren istasyonları ve Budist tapınaklarıyla da kültürel keşifler yapmak mümkündür. Tayland’ın daha az bilinen ancak oldukça zengin bu bölgesi, ziyaretçilerine hem huzurlu hem de unutulmaz bir seyahat deneyimi vadeder.
1. Emerald Cave (Tham Morakot) – Koh Mook adasında yer alan, yüzerek ulaşılan gizli bir lagün.
Emerald Cave (Tham Morakot), Trang’ın Koh Mook adasında yer alan ve sadece denizden yüzerek ya da kano ile girilebilen eşsiz bir doğal oluşumdur. Mağaranın girişinden içeri girildiğinde karanlık bir tünelden geçilir ve ardından muhteşem bir sürprizle karşılaşılır: yüksek kayalıklarla çevrili, beyaz kumlu gizli bir plaj ve turkuaz tonlarında parlayan bir lagün. Bu gizli koy, gün ışığının mağaranın içinden süzülerek yarattığı zümrüt renginden dolayı “Emerald Cave” (Zümrüt Mağarası) adını almıştır.
Tham Morakot, özellikle düşük gelgit saatlerinde ziyaret edilir çünkü mağaraya giriş sadece belirli saatlerde güvenli olur. Rehber eşliğinde yapılan yüzme turlarıyla mağaraya ulaşılırken, hem heyecan verici bir keşif duygusu yaşanır hem de doğayla bütünleşme hissi güçlenir. Mağara ve lagün, Trang adalarının en ikonik doğa harikalarından biri olarak kabul edilir ve fotoğraf tutkunları için unutulmaz kareler sunar. Aynı zamanda doğallığını koruyan bu bölge, çevreye duyarlı turizm anlayışıyla korunmaktadır.
2. Koh Kradan – Beyaz kumlu plajları ve berrak sularıyla ünlü ada, şnorkelle dalış için ideal.
Koh Kradan, Trang takımadalarının en güzel ve en çok ziyaret edilen adalarından biridir. Beyaz, pudra gibi ince kumlara sahip plajları ve cam gibi berrak sularıyla ünlü olan ada, özellikle doğa severler ve romantik bir kaçış arayanlar için ideal bir destinasyondur. Koh Kradan’ın sahil şeridi, Andaman Denizi’nin turkuaz tonlarıyla birleşerek adeta kartpostalları andıran bir manzara sunar. Sessiz atmosferi ve el değmemiş doğası sayesinde huzurlu bir tatil deneyimi sağlar.
Ada, aynı zamanda şnorkelle dalış için Trang bölgesinin en popüler noktalarından biridir. Kıyıya oldukça yakın konumlanan mercan resifleri, rengarenk tropikal balıklar ve deniz yaşamıyla doludur. Özellikle East Beach bölgesi, deniz gözlüğü takıp sadece birkaç metre yüzerek muhteşem su altı manzaralarına ulaşılabilecek kadar zengindir. Koh Kradan, günübirlik geziler için olduğu kadar konaklamalı adalar arası tur planları içinde de mutlaka yer verilmesi gereken, doğayla baş başa kalınabilecek özel bir adadır.
3. Koh Mook – Doğal güzellikleri ve sakin atmosferiyle öne çıkan bir ada.
Koh Mook, Trang takımadalarının en dikkat çeken adalarından biri olup, doğal güzellikleri ve huzur dolu atmosferiyle ziyaretçilerini büyüler. Geniş palmiye ağaçlarıyla çevrili sahilleri, sakin balıkçı köyleri ve el değmemiş doğasıyla Koh Mook, kalabalıktan uzaklaşmak ve Tayland’ın otantik yüzünü deneyimlemek isteyenler için mükemmel bir kaçış noktasıdır. Adaya ulaşım genellikle Trang’dan tekneyle sağlanır ve adaya ayak basıldığında ilk hissedilen şey sessizlik ve dinginlik olur.
Koh Mook, sadece plajlarıyla değil, Emerald Cave (Tham Morakot) gibi doğa harikalarıyla da öne çıkar. Ayrıca adada yürüyüş yapabileceğiniz orman yolları, kano ile keşfedilecek koylar ve yerel yaşamla iç içe vakit geçirebileceğiniz geleneksel köyler bulunur. Turizm gelişmekte olsa da, ada hala sade ve doğal yapısını büyük ölçüde korumaktadır. Bu da Koh Mook’u, hem dinlenmek hem de Tayland’ın doğal güzelliklerini keşfetmek isteyen gezginler için eşsiz bir destinasyon haline getirir.
4. Koh Libong – Deniz inekleri (dugongs) ile ünlü, doğal yaşamı koruyan huzurlu bir ada.
Koh Libong, Trang’ın en büyük adası olup Tayland’daki en önemli deniz yaşamı koruma alanlarından biri olarak bilinir. Ada, özellikle deniz inekleri olarak da bilinen dugong türünün yaşam alanı olmasıyla dikkat çeker. Bu nadir ve korunmaya muhtaç deniz memelileri, Koh Libong’un çevresindeki deniz çayırlarında beslenir ve genellikle belirli noktalardan gözlemlenebilir. Doğa severler ve ekoturizm meraklıları için ada, sessiz ve bozulmamış bir ortamda eşsiz gözlemler yapma fırsatı sunar.
Koh Libong aynı zamanda mangrov ormanları, kuş gözlem alanları ve geleneksel Müslüman balıkçı köyleriyle de zengin bir ekolojik ve kültürel çeşitliliğe sahiptir. Adayı ziyaret edenler, yürüyüş parkurlarında doğayla iç içe zaman geçirebilir, sakin plajlarda dinlenebilir ya da kano ile çevredeki doğal güzellikleri keşfedebilirler. Turizm altyapısı sınırlı olsa da, bu durum adanın sadeliğini ve otantik yapısını korumasına katkı sağlar. Koh Libong, kalabalıktan uzak, doğayla bütünleşmiş bir deneyim arayanlar için ideal bir adadır.
5. Hat Chao Mai National Park – Deniz parkı statüsündeki bu alan mangrov ormanları, plajlar ve mağaralar sunar.
Hat Chao Mai National Park, Trang ilinin güneybatısında yer alan ve 1981 yılında kurulan koruma alanıdır. Andaman Denizi kıyısında uzanan bu milli park, hem kara hem deniz ekosistemlerini kapsayan geniş bir alana yayılır. Park sınırları içinde yer alan beyaz kumlu plajlar, kayalık kıyılar, mangrov ormanları ve deniz mağaraları, ziyaretçilere doğal güzelliklerin eşsiz bir birleşimini sunar. Aynı zamanda, bölge birçok farklı kuş türüne, deniz canlılarına ve bitki örtüsüne ev sahipliği yapar.
Parkın en bilinen noktalarından biri olan Yao Beach, uzun sahil şeridi ve huzurlu atmosferiyle öne çıkar. Ayrıca Chao Mai Mağarası gibi kaya oluşumları ve mağaralar, hem doğa yürüyüşleri hem de fotoğrafçılık için idealdir. Ziyaretçiler park içinde kano turlarına katılabilir, rehberli doğa gezileri yapabilir ya da sadece doğanın sesleri eşliğinde dinlenebilir. Hat Chao Mai National Park, Trang’ın doğal zenginliğini yakından keşfetmek ve koruma altındaki alanlarda vakit geçirmek isteyenler için vazgeçilmez bir duraktır.
6. Pak Meng Beach – Gün batımı manzaralarıyla ünlü, Trang’ın en popüler plajlarından biri.
Pak Meng Beach, Trang’ın ana kara kıyısında yer alan ve bölgenin en çok ziyaret edilen plajlarından biridir. Yarı ay şeklindeki sahil şeridi, ince kumları ve sığ sularıyla hem yürüyüş yapmak hem de denize girmek için idealdir. Plajın huzurlu atmosferi ve doğal manzarası, özellikle hafta sonları yerli halkın da dinlenmek için tercih ettiği bir noktaya dönüşür. Deniz boyunca uzanan palmiye ve kasuarina ağaçları, gölgelik alanlar sağlayarak günübirlik ziyaretler için konfor sunar.
Pak Meng Plajı’nın en büyüleyici özelliği ise gün batımı manzaralarıdır. Akşam saatlerinde gökyüzünün kırmızı, turuncu ve mor tonlara bürünmesi, deniz üzerindeki küçük adacıklarla birlikte tablo gibi bir görüntü oluşturur. Plaj çevresinde bulunan deniz ürünleri restoranları, hem manzaranın keyfini çıkarmak hem de taze Tay mutfağını tatmak için ideal duraklardır. Ulaşım açısından da kolay erişilebilir olan Pak Meng Beach, Trang seyahatinin dinlendirici ve görsel açıdan en tatmin edici duraklarından biridir.
7. Yao Beach (Hat Yao) – Uzak ve el değmemiş doğasıyla sessiz bir kaçış noktası.
Yao Beach (Hat Yao), Trang’ın en uzun ve en bakir plajlarından biri olarak bilinir. Şehir merkezine yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta yer alan bu sahil, kalabalıktan uzak, huzurlu bir atmosfer arayan gezginler için ideal bir kaçış noktasıdır. Plaj boyunca uzanan ince kumlar, sakin deniz ve arka planda yükselen yemyeşil ormanlar, doğal bir kartpostal görüntüsü sunar. Burada doğayla iç içe bir deneyim yaşamak mümkündür; hiçbir gürültü, yapılaşma ya da kalabalık yoktur.
Hat Yao’nun en etkileyici yönlerinden biri, henüz turizm tarafından tam anlamıyla keşfedilmemiş olmasıdır. Bu da plajın el değmemişliğini ve sadeliğini korumasına olanak tanır. Sessizliğin hâkim olduğu bu sahil, uzun yürüyüşler, meditasyon ya da sadece deniz kenarında dinlenmek için birebirdir. Ayrıca bölgede küçük balıkçı tekneleriyle yapılan turlar sayesinde çevredeki adalara ulaşmak da mümkündür. Yao Beach, Tayland’ın doğal güzelliğini sakinlik içinde keşfetmek isteyenler için gizli bir cennettir.
8. Trang Underwater Wedding Festival – Her yıl Sevgililer Günü’nde düzenlenen benzersiz sualtı düğünü etkinliği.
Trang Underwater Wedding Festival, her yıl Şubat ortasında, genellikle 13–15 Şubat arasında Sevgililer Günü civarında, Tayland’ın Trang eyaletinde düzenlenen sıra dışı ve romantik bir etkinliktir. İlk kez 1996 yılında başlatılan organizasyon, 2000 yılında “dünyanın en büyük sualtı düğünü töreni” olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girerek büyük ses getirdi . Etkinliğe katılmak isteyen çiftler, maske, regülatör, palet ve su geçirmez gelinlik-damatlıklarıyla birlikte önce şehir merkezinde geleneksel “Khan Maak” törenine katılır; ardından hız tekneleriyle deniz kıyısına götürülerek törensel gerçekleştirilen düğünlere dahil olurlar.
Festival, sualtı bölümünün yanı sıra zengin bir kültürel içeriğe de sahiptir. Hava üstünde yapılan törenler, Budist ve Tay geleneklerinin ritüellerini içerir—çiftler su dökme, uzun bir kortej yürüyüşü ve davul zurna eşliğinde şehir içi geçit törenine katılırlar . Sualtında resmi nikâh, su geçirmez sertifikalar ve fotoğraf ile kayıt altına alınır; sadece sertifikalı dalgıçlar sualtı kısmına katılabilir . Bu etkinlik, romantik ve unutulmaz bir tören arayan çiftler için eşsiz bir deneyim sunarken, aynı zamanda bölgenin turizm potansiyelini de canlı tutmaktadır.
9. Trang Night Market – Yerel lezzetleri ve sokak yemeklerini deneyimleyebileceğiniz canlı gece pazarı.
Trang Gece Pazarı (Centrepoint Night Market ya da Cinta Garden olarak da bilinir), akşam saatlerinde harekete geçen ve yerel halkla turistlerin buluşma noktası olan sıcak ve canlı bir atmosfere sahiptir. Tren istasyonuna yakın konumuyla kolay ulaşılabilir olan pazar, özellikle akşam 17:00–21:00 saatleri arasında aktiftir. Çeşitli Tayland sokak yemekleri, taze meyveler, el yapımı atıştırmalıklar ve sıcak çay-kahve seçenekleriyle bir lezzet şöleni sunar. Burada ana yemekler iki kişi için 65 THB (\~2 \$) civarından başlamaktadır; fiyatlar oldukça uygun ve yerel damak zevkine hitap edecek şekilde biraz acı olabilir .
Taze hazırlanmış yemekler sunan tezgâhları, küçük sokak restoranı tarzı oturma alanlarıyla birlikte taşıyan pazarda otantik Tay yemeklerini deneme fırsatı bulabilirsiniz. Ayrıca gün içinde kurulan büyük pazarın aksine, gece pazarı daha sınırlı ama samimi ve yerel odaklıdır—Pazar alanı yerel halkla iç içe bir deneyim sunar ve yoğun, ancak turistik olmayan bir kalabalıkla harika bir sokak kültürü hissi yaşatır . Restoranlar gecenin sonunda tezgâhları kapatıyor, bu nedenle en iyi deneyim için akşam erken saatlerde ziyaret önerilmektedir.
10. Wat Tantayaphirom – Şehrin en önemli Budist tapınaklarından biri.
Wat Tantayaphirom, Trang şehrinin kalbinde yer alan ve yerel halkın yanı sıra ziyaretçilerin de ilgisini çeken köklü bir Budist tapınaktır. Tapınak, Tay mimarisinin zarif örneklerini taşıyan beyaz ve altın tonlarındaki yapısı ile dikkat çeker. Bir bahçe içerisinde yer alan ana duasal alanın önünde genellikle Budist keşişlerin ibadetleri görülür. Ziyaretçiler, burada dua edebilir, tapınak atmosferini hissedebilir ve geleneksel Budist ritüelleri izleme fırsatı bulabilir.
Wat Tantayaphirom, aynı zamanda kültürel bir merkez rolü de üstlenir. Tapınak çevresinde düzenlenen festivaller, hayır etkinlikleri ve Budist törenler, hem toplumsal dayanışmayı güçlendirir hem de Tayland kültürüne dair derin izler sunar. Tapınağı ziyaret edenler, tapınak bahçesinde huzur bulabilir, minik hediye dükkanlarından dua objeleri ve geleneksel hatıralar alabilir. Ayrıca zaman zaman düzenlenen dua seremonilerine katılarak yerel manevi atmosferin bir parçası olabilirsiniz.
11. Khao Kop Cave – Botla gezilebilen etkileyici bir mağara sistemi.
Khao Kop Cave (Tham Le Khao Kop), Trang’ın Huay Yod bölgesinde yer alan etkileyici bir kireçtaşı mağara sistemidir. Mağara, dağdan çıkan yeraltı suyunun doğal olarak oyduğu yaklaşık 4 km uzunluğunda bir su yolu içerir . Ziyaretçiler, küçük kürekli teknelerle mağara içindeki sular boyunca yolculuk yapar; tünelin giriş kısmında oldukça alçak çatılarla karşılaşılır ve çoğu zaman teknenin içinde uzanarak ilerlemek gerekir — bu bölüm “ejderhanın karnı” olarak adlandırılır .
İçeriye girildiğinde karşılaşılan geniş mağara salonları, zarif sarkıt ve dikit oluşumları, içindeki küçük tapınaklar ve değişen ışıklandırma ile büyüleyici bir atmosfer yaratır . Ziyaretçiler arasında “korkutucu ama bir kez yaşanması gereken eşsiz bir macera” olarak tanımlanan bu yolculuk, hayatta kalma hissiyle birlikte doğal güzellikleri keşfetme adrenalinini bir arada sunar . Su seviyesi yüksek olduğunda bazı bölümler erişilemediği için, kuru mevsimde (Kasım–Nisan) ziyaret etmek ideal kabul edilir .
Bu durak, hem doğa tutkunları hem de macera arayan ziyaretçiler için Trang’ın en heyecan verici destinasyonlarından biridir.
12. Peninsular Botanic Garden (Thung Khai) – Yürüyüş yolları ve gözetleme kuleleriyle tropikal bitki örtüsü gözlemi.
Peninsular Botanic Garden (Thung Khai), Trang’ın Yan Ta Khao bölgesinde yer alan bir doğa hazinesidir. 2.600 rai (yaklaşık 416 hektar) alana yayılmış olan bu botanik bahçe, tropikal yağmur ormanları, bataklık alanlar ve düşük tepeler barındırır. Ziyaretçileri, gövde seviyesinden 10–18 metre yükseklikte kurulmuş 175 metre uzunluğundaki asma köprülerle ağırlayarak tropikal bitki örtüsünün tepe seviyesinden keşfedilmesine olanak tanır. Bu yükseklik, yere yakın kuş türleri, sincaplar ya da diğer orman canlılarını gözlemleme şansı sağlar ve doğa severler için unutulmaz bir deneyim sunar.
Bahçe sadece yürüyüş yolları ve köprülerle sınırlı kalmaz; arboretum, tıbbi bitki bölümleri, botanik kütüphane ve müze gibi tesislerle hem eğlence hem de eğitim amacı güder. Ziyaretçiler, düzenlenen rehberli turlarla tropikal flora hakkında bilgi edinebilir, gözetleme kulelerinde dinlenebilir ya da kamp alanlarında vakit geçirebilirler. Girişin ücretsiz olması ve her gün 08:30–16:30 saatleri arasında açık olması da ulaşımı kolaylaştırır. Peninsular Botanic Garden, doğa yürüyüşü, ekoturizm ve bitki gözlemi yapmak isteyen gezginler için Trang’da mutlaka ziyaret edilmesi gereken duraklardan biridir.
13. Le Khao Kob Cave Temple – Gizli tapınak ve suyla dolu dar mağaralarıyla meşhur kutsal alan.
Le Khao Kob Cave Temple (Tham Le Khao Kob), diğer adıyla Le Khao Kop, Trang’ın Huai Yod bölgesinde yer alan ve hem doğal güzellikleri hem de kutsal atmosferiyle öne çıkan gizemli bir mağara tapınağıdır. Mağaranın bir bölümü yer üstünde, diğer bölümü ise sularla kaplı olup kayıkla geçilen dar koridorlara sahiptir. Ziyaretçiler tekneyle mağaraya girerken, tavanın neredeyse dokunacak kadar alçaldığı geçitlerde uzanarak geçmek zorunda kalır—bu bölüm “ejderhanın karnı” olarak anılır.
Tapınağın iç kısmında, sarkıt ve dikitlerle bezelı doğal oluşumlar arasına yerleştirilmiş küçük Budist heykeller ve dualar yer alır. Ziyaretçiler hem doğa harikası bir jeolojik oluşumu keşfeder hem de Mekke gibi manevi bir atmosfer içinde dua etme imkânı bulur. Bu gizli kutsal alan, hem doğa tutkunları hem de ruhani deneyimler arayan gezginler için unutulmaz bir deneyim sunar; fakat alçak tavanlı ve sulu geçitler sebebiyle dar alan korkusu olanlar için uygun olmayabilir.
14. Trang Railway Station – Kolonyal mimarili tarihi tren istasyonu.
Trang Railway Station (Thap Thiang İstasyonu), 1913 yılında açılan ve Tayland’ın güneyinde tarihi ve kültürel öneme sahip bir ulaşım noktasıdır. Fransız kolonyal mimarisiyle inşa edilen bu istasyon, klasik kemerli cepheleri, açık bekleme alanları ve nostaljik atmosferiyle dikkat çeker . 1969’da yeniden inşa edilse de, mimarisi orijinal estetiğini büyük ölçüde korumuştur. Şehir merkezine erişim kolaydır ve istasyon çevresi, bolca taksi ve tuk‑tuk seçeneğiyle doludur.
Bu istasyon, sadece seyahat noktası olmanın ötesinde; aynı zamanda Trang’ın kültürel kimliğini sembolize eder. Sino-Portekiz tarzı bina cepheleri ve Rama VI Caddesi üzerinde uzanan eski oteller ve mağazalar, bölgenin zengin tarihi dokusunu yansıtır. İstasyonu kullanan ziyaretçiler hem Bangkok ve güney şehirlerine trenle seyahat etme imkanına kavuşur hem de bu tarihi yapıyı fotoğraflama fırsatı bulur. Zamanla şehrin bel kemiği haline gelen bu istasyon, gezginler için hem nostaljik bir durak hem de kültürel bir keşif noktasıdır.
15. Kantang Railway Station – Tayland’ın en eski ahşap tren istasyonlarından biri.
Kantang Railway Station, Trang iline bağlı Kantang ilçesinde, 1 Nisan 1913’te açılmış ve Tayland’ın aktif durumda olan en eski ahşap tren istasyonlarından biridir. Mustard sarısı ve koyu kahverengi renklerle boyanmış orijinal ahşap yapısı, Rama VI dönemi mimari özelliklerini taşır ve 1996 yılında Tayland Güzel Sanatlar Departmanı tarafından tarihî eser olarak tescil edilmiştir. İstasyon iki bölümden oluşur: bekleme platformu ve ana salon; ikisi de korunan özgün tasarımını günümüze kadar korumuştur.
Tarihî istasyon, hâlâ günlük tren seferlerine ev sahipliği yapmaktadır ve Bangkok–Kantang hattı üzerinde hizmet vermektedir. Giriş ücretsizdir ve platformda yer alan “Love Station” adlı kafe, fotoğraf çekimleri ve nostaljik molalar için popüler bir duraktır. Ziyaretçiler hem işlevsel bir ulaşım noktası deneyimi yaşar hem de el değmemiş bir tarihî miras içinde nostaljik bir atmosferde gezinti yapabilirler.
16. Namtok Sai Rung (Rainbow Waterfall) – Orman içinde gizlenmiş huzurlu bir şelale.
Namtok Sai Rung (Rainbow Waterfall), adını şelaleden yükselen su buharının güneş ışığının etkisiyle oluşturduğu gökkuşağı renginden alır. Trang il merkezine yaklaşık 25–30 kilometre uzaklıkta, karayolu ile erişilebilen bu doğa harikası, kolay yürüyüş parkurları sunar. Şelalenin altındaki plağanda serinleyerek doğa içinde dinlenmek oldukça keyiflidir. Ulaşım olarak Trang–Phatthalung karayolu üzerindeki 17. kilometreden saparak yaklaşık 4 kilometrelik bir toprak yolla ulaşılır.
Bu şelale, tropikal ormanlar arasından akan güçlü su akışıyla tanınır. Yağışlı sezon (Mayıs–Ekim) boyunca su debisi artar ve gökkuşağı etkisi daha net görülür. Ziyaretçiler trekking, piknik veya serin bir duş için geleneksel rahat şort ve mayo ile gelebilirler—tahta basamaklar ve kayalık platolar sayesinde ziyaret hem güvenli hem de etkileyici bir doğa deneyimine dönüşür. Kalabalıktan uzak doğa sakinliği arayanlar için, Namtok Sai Rung huzurlu bir kaçış sunar.
17. Laem Tanyong Po – Deniz manzaralı sessiz bir köy ve yürüyüş noktası.
Laem Tanyong Po, Andaman Denizi’ne uzanan sessiz bir burun yerleşimi olup palmiye ağaçlarıyla çevrili uzun ve ince kum bir plaj sunar. Satun’un Palian bölgesinde yer almasına rağmen, Trang seyahatlerinde alternatif bir yürüyüş ve deniz etabı olarak tercih edilebilir. Mangrov ormanları içinden uzanan yol sizi denize ulaştırır; burası genellikle sakin, kalabalıktan uzaktır ve huzurlu bir kaçış noktasıdır.
Bu doğa harikası, dingin yürüyüşlere ve gün batımı manzaralarına ev sahipliği yapar. Bölgedeki balıkçı köyü, yerel yaşamı tanımanızı sağlar ve yakınlardaki küçük restoranlarda taze deniz ürünlerini tatabilirsiniz – ziyaretçilerin önerisi üzerine “buraya gelince mutlaka deniz ürünü yiyin” deniyor. Laem Tanyong Po, yalnızca doğal güzellik değil, aynı zamanda kültürel ve gastronomik hafif bir keşif de sunar.
18. Ko Sukorn – Otantik Tay kültürünü deneyimleyebileceğiniz sakin bir ada.
Ko Sukorn, yerel halk arasında “Pig Island” (Domuz Adası) olarak da bilinir ve Trang’ın Palian bölgesinde, Andaman Denizi kıyısında yer alır. Yaklaşık 12 km² genişliğindeki ada, 2012 nüfus verilerine göre yaklaşık 2.500–3.000 Müslüman balıkçı ve çiftçiden oluşan samimi bir topluluğa ev sahipliği yapar. Burada resmi plajlar ya da turistik tesisler azdır; adada araç trafiği yoktur, yaşam çoğunlukla bisiklet, motosiklet veya uzun kuyruklu teknelerle sürdürülür. Bu sadelik, Ko Sukorn’u otantik, bozulmamış Tay kültürü deneyimi için eşsiz kılar.
Ada, tarım odaklı bir yaşam sunar—uzun tay tarlaları, karpuz bahçeleri, su bufaloları ve kauçuk ağaçları arasında huzurlu bir içsel ritm vardır. Ziyaretçiler burayı keşfetmek için bisiklet kiralayarak yerel köylerde dolaşabilir, balıkçı tekneleriyle çevre adalara günübirlik çıkabilirler. Popüler “Loh Nam Café” gibi deniz manzaralı kafeler, adanın eşsiz yerel atmosferini yaşatır.
19. Khao Chong Wildlife Development and Conservation Promotion Station – Şelaleler ve doğa yürüyüşleri için korunan bir alan.
Khao Chong Wildlife Development and Conservation Promotion Station, Trang şehir merkezine yaklaşık 20 km uzaklıkta, 1959 yılında kurulan Tayland’ın ilk doğa ve vahşi yaşam araştırma merkezlerinden biridir. Tropikal yağmur ormanları, berrak dereler ve bolca su kaynağı ile çevrili olan alan, Ton Yai, Ton Noi ve Ka Chong adlı üç ana şelaleyi barındırır. Bölgeye ulaşım genellikle Trang–Phatthalung yolu üzerinden sağlanır ve yürüyüş parkurları boyunca yerleştirilmiş bilgilendirme tabelaları, ziyaretçilere ekolojik sistem hakkında eğitim sunar.
Merkezdeki doğa izleme ve eğitim güzergâhları, hem aileler hem de doğa tutkunları için uygundur. Ton Yai ve Ton Noi gibi orta büyüklükteki şelalelerde serinlemek ve piknik yapmak mümkünken, Ka Chong şelalesi ise gizli güzelliğiyle öne çıkar. Alan içerisinde ayrıca bir müze ve sergi binası bulunur, burada doğal kaynakların korunmasıyla ilgili sunumlar yapılır. Keşif gezileri ve fotoğrafçılık açısından zengin seçenekler sunan bu merkez, hem yerel hem de uluslararası ziyaretçiler için ekoturizmin önemli duraklarındandır.
20. Trang Old Town – Eski Çin-Tay mimarisi ve nostaljik sokaklarıyla kültürel geziler için ideal.
Trang Old Town (Kantang), güney Tayland’ın kültürel zenginliklerini barındıran nostaljik bir merkezdir. Burada, 19. yüzyıldan kalma Sino-Portekiz tarzı shophouse (tepeli ticari-ev) binalar, ahşap kepenkli pasteller ve detaylı cephe süslemeleri özenle korunmuştur. Bu eski şehir kısmında yürüdüğünüzde, Budist tapınaklar, Hokkien tapınakları, Protestan kilise ve Müslüman ibadet yerlerinin bir arada bulunduğu kozmopolit bir atmosfere tanık olursunuz — hepsi birlikte “kozmopolit bir birlikteliğin örneği” olarak nitelendirilir.
Trang Old Town, sadece mimari değil, aynı zamanda canlı kültürel deneyimler sunar. Şehirde düzenlenen Vejetaryen Festivali gibi ritüeller, Çin geleneklerini sergilerken, dar sokaklardaki sokak sanatı, köy kültürü ve eski kafelerdeki yerel lezzetler, Tayland’ın otantik yönlerini yansıtır. Ayrıca Kantang Müzesi ve deniz feneri gibi yapılar, geçmişle bugünün buluşma noktalarıdır; buradan eski tren istasyonu ve nehir kıyısına uzanan fotojenik alanlara ulaşmak da kolaydır. Trang Old Town, yavaş gezinti, fotoğraf ve kültürel keşif tutkunları için gerçek bir cennettir.