Illinois, Amerika Birleşik Devletleri’nin Ortabatı bölgesinde yer alan ve hem doğal güzellikleri hem de kültürel zenginlikleriyle öne çıkan bir eyalettir. Başta Chicago olmak üzere birçok şehirde gökdelenlerden müzelere, tarihi yapılardan geniş park alanlarına kadar farklı gezi rotaları bulunur. Michigan Gölü kıyısında yer alan Chicago, modern mimarisi, sanat merkezleri ve hareketli şehir yaşamıyla ziyaretçilerin en çok uğradığı yerlerin başında gelir. Bunun yanında eyaletin güneyinde doğal parklar, kanyonlar ve şelaleler doğaseverler için büyüleyici manzaralar sunar.
Illinois aynı zamanda Amerikan tarihine ve kültürüne dair izler taşıyan önemli mekânlara da ev sahipliği yapar. Abraham Lincoln’un yaşamına adanmış müzeler, Route 66’nın efsanevi durakları ve tarihi Galena kasabası eyaletin kültürel mirasını gözler önüne serer. Doğayla tarihin, modern şehir hayatıyla küçük kasaba atmosferinin bir arada bulunması Illinois’i hem yerel hem de yabancı turistler için cazip bir destinasyon haline getirir. Bu nedenle eyalet, her ilgi alanına hitap eden geniş bir gezi yelpazesi sunar.
1. Millennium Park (Chicago) – “The Bean” heykeli ile ünlü modern park.
Millennium Park, Chicago’nun en ünlü simgelerinden biridir ve özellikle “Cloud Gate” adıyla bilinen ama halk arasında “The Bean” olarak anılan heykeliyle dünya çapında tanınır. Michigan Avenue üzerinde, gökdelenlerin ortasında konumlanan park; modern mimarisi, sanat enstalasyonları, peyzaj düzenlemeleri ve geniş yeşil alanlarıyla ziyaretçileri cezbeder. 2004 yılında açılan bu park, yalnızca Chicago halkının değil, dünyanın dört bir yanından gelen turistlerin buluşma noktası haline gelmiştir. Park içinde açık hava konser alanı Jay Pritzker Pavilion ve Crown Fountain gibi dikkat çekici yapılar da bulunur.
Gündüzleri gökdelenlerin yansımalarıyla, geceleri ise aydınlatmalarıyla büyüleyici bir atmosfer sunan Millennium Park, aynı zamanda kültürel etkinliklerin de merkezidir. Yaz aylarında ücretsiz konserler, film gösterimleri ve festivaller düzenlenirken; kış aylarında park, buz pateni pistiyle canlılığını korur. Sanatı, mimariyi ve doğayı bir arada sunan Millennium Park, Chicago ziyaretlerinin olmazsa olmaz duraklarından biridir ve şehrin modern yüzünü en iyi şekilde temsil eder.
3. Art Institute of Chicago – ABD’nin en önemli sanat müzelerinden biri.
Art Institute of Chicago, Amerika Birleşik Devletleri’nin en köklü ve prestijli sanat müzelerinden biridir. 1879 yılında kurulan müze, hem mimarisi hem de barındırdığı zengin koleksiyonuyla Chicago’nun kültürel simgelerinden sayılır. Müze koleksiyonunda, antik dönemden modern sanat akımlarına kadar uzanan çok geniş bir yelpaze yer alır. Vincent van Gogh, Claude Monet, Pablo Picasso ve Grant Wood gibi dünyaca ünlü sanatçıların eserleri burada sergilenir. Özellikle “American Gothic” tablosu ve Monet’nin Nilüfer serisi ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği başyapıtlar arasındadır.
Müze yalnızca sanat eserlerini görmek için değil, aynı zamanda kültürel bir deneyim yaşamak için de ziyaret edilir. İçindeki farklı galeriler, özel sergiler, kütüphane ve eğitim programları sanat meraklılarına zengin bir keşif alanı sunar. Art Institute of Chicago, hem Amerikan sanatının gelişimini hem de dünya sanat tarihinin en önemli eserlerini bir araya getiren yapısıyla, şehre gelen ziyaretçilerin mutlaka görmesi gereken kültürel bir duraktır.
4. Willis Tower Skydeck (Chicago) – 103. kattaki cam teras ile ünlü gökdelen.
Willis Tower, eski adıyla Sears Tower, Chicago’nun ve Amerika’nın en ikonik gökdelenlerinden biridir. 1973 yılında tamamlanan bina uzun yıllar boyunca dünyanın en yüksek binası unvanını taşımış ve hâlen şehrin siluetinin vazgeçilmez bir parçasıdır. 442 metre yüksekliğe sahip olan yapı, modern mimarinin en önemli örneklerinden biridir ve Chicago’nun ekonomik gücünü ve mimari mirasını simgeler.
Binanın en ilgi çekici bölümü ise Skydeck Chicago olarak bilinen gözlem terasıdır. 103. katta yer alan bu platform, ziyaretçilere şehir manzarasını kuş bakışı görme imkânı sunar. Özellikle “The Ledge” adı verilen cam kutulara adım atan ziyaretçiler, ayaklarının altındaki boşluğu görebilerek benzersiz bir heyecan yaşar. Gündüzleri gökdelenlerin ve Michigan Gölü’nün panoramik manzarasını, geceleri ise Chicago’nun ışıklarını izlemek Willis Tower deneyimini unutulmaz kılar.
5. Field Museum of Natural History (Chicago) – Dinozor fosilleriyle ünlü doğa tarihi müzesi.
Field Museum of Natural History, Chicago’nun en bilinen müzelerinden biri olup dünyanın en büyük doğa tarihi koleksiyonlarından birine sahiptir. 1893’teki Chicago Dünya Fuarı sonrasında kurulan müze, hem mimarisi hem de içerdiği eşsiz eserleriyle dikkat çeker. Ziyaretçilerin en çok ilgisini çeken parçalardan biri, dünyanın en büyük ve en eksiksiz Tyrannosaurus rex fosili olan “Sue” dinozor iskeletidir. Bunun yanı sıra antik Mısır koleksiyonları, mineraller, taşlar ve dünyanın farklı bölgelerinden getirilen kültürel eserler müzeyi zenginleştirir.
Müze yalnızca sergilediği fosiller ve arkeolojik kalıntılarla değil, aynı zamanda bilimsel araştırmalara yaptığı katkılarla da tanınır. Yılda milyonlarca ziyaretçi ağırlayan Field Museum, doğa tarihi, biyoloji ve antropoloji alanında bilgi edinmek isteyenler için eşsiz bir kaynaktır. Etkileşimli sergiler, eğitim programları ve özel etkinliklerle her yaştan ziyaretçiye hitap eden müze, Chicago’nun kültürel ve bilimsel yaşamının merkezlerinden biri olarak kabul edilir.
6. Shedd Aquarium (Chicago) – Dünyaca ünlü akvaryum.
7. Adler Planetarium (Chicago) – ABD’nin ilk planetaryumu.
Adler Planetarium, 1930 yılında açılmış olup Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk planetaryumu olma özelliğini taşır. Chicago’nun Michigan Gölü kıyısında konumlanan bu bilim merkezi, uzay ve astronomi meraklıları için eşsiz bir deneyim sunar. İçerisinde gökbilimle ilgili etkileşimli sergiler, tarihi teleskoplar, uzay görevlerine dair objeler ve göz alıcı dijital gösterimler yer alır. Planetaryumun kubbesinde yapılan görsel sunumlar sayesinde ziyaretçiler, evrenin derinliklerine doğru görsel bir yolculuğa çıkar.
Adler Planetarium, yalnızca sergileriyle değil, aynı zamanda eğitim misyonuyla da öne çıkar. Öğrenciler ve çocuklar için düzenlenen programlar, uzay bilimine olan ilgiyi artırırken; halka açık gözlem etkinlikleri gökyüzünü keşfetme fırsatı verir. Chicago’nun bilimsel ve kültürel hayatında önemli bir yere sahip olan bu planetaryum, hem aileler hem de bilim tutkunları için unutulmaz bir ziyaret noktasıdır. Özellikle geceleri teleskopla gökyüzü gözlemleri ve özel etkinlikler, Adler Planetarium’u şehrin en ilgi çekici mekânlarından biri haline getirir.
8. Lincoln Park Zoo (Chicago) – Ücretsiz ve tarihi hayvanat bahçesi.
Lincoln Park Zoo, Chicago’nun en eski ve en sevilen cazibe merkezlerinden biridir. 1868 yılında kurulan bu hayvanat bahçesi, Amerika Birleşik Devletleri’nde halka ücretsiz olarak açık olan en köklü hayvanat bahçelerinden biri olma özelliğini taşır. Şehrin merkezindeki Lincoln Park içerisinde yer alması sayesinde hem turistler hem de yerel halk için kolay ulaşılabilir bir dinlenme ve keşif alanı sunar. Burada memelilerden kuşlara, sürüngenlerden deniz canlılarına kadar yüzlerce farklı türde hayvan doğal yaşamlarına uygun ortamlarda sergilenir.
Hayvanat bahçesi yalnızca eğlence değil, aynı zamanda eğitim ve koruma faaliyetleriyle de öne çıkar. Ziyaretçilere doğa ve hayvan sevgisini aşılamak amacıyla çeşitli etkinlikler, çocuklara yönelik programlar ve interaktif sergiler düzenlenir. Ayrıca, Lincoln Park Zoo dünya çapında yürütülen tür koruma projelerine de katkı sağlar. Geniş yeşil alanları, tarihi yapıları ve göl manzarasıyla birleşen bu hayvanat bahçesi, Chicago’nun hem kültürel hem de doğal yaşamını bir arada görmek isteyenler için keyifli bir duraktır.
9. Magnificent Mile (Chicago) – Alışveriş ve lüks mağazaların bulunduğu ünlü cadde.
Magnificent Mile, Chicago’nun en ünlü alışveriş ve eğlence caddelerinden biridir. Michigan Avenue’nun kuzey kısmında yer alan bu bölge, şehrin gökdelenleriyle çevrili modern atmosferini en iyi şekilde yansıtır. Cadde boyunca dünyaca ünlü lüks markaların mağazaları, büyük alışveriş merkezleri, butikler, restoranlar ve oteller bulunur. 1920’lerden bu yana gelişerek Chicago’nun ticaret ve turizm merkezi haline gelen Magnificent Mile, hem alışveriş meraklıları hem de şehrin canlı atmosferini deneyimlemek isteyenler için ideal bir noktadır.
Alışverişin yanı sıra cadde, tarihi ve kültürel açıdan da zengin bir gezi deneyimi sunar. Wrigley Building ve Tribune Tower gibi mimari açıdan dikkat çekici yapılar bu bölgede yer alır. Ayrıca yıl boyunca düzenlenen festivaller, ışıklandırma şovları ve geçit törenleri Magnificent Mile’ı daha da hareketli kılar. Chicago’nun dinamizmini ve kozmopolit yapısını en iyi şekilde hissettiren bu cadde, şehirde hem gündüz hem de gece mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.
10. Chicago Riverwalk – Nehir kenarında yürüyüş, restoran ve tekne turları.
Chicago Riverwalk, şehrin kalbinden geçen Chicago Nehri boyunca uzanan modern bir yürüyüş alanıdır. Özellikle son yıllarda yapılan düzenlemelerle hem turistlerin hem de yerel halkın keyifle vakit geçirdiği bir cazibe merkezine dönüşmüştür. Nehir kıyısında yer alan bu uzun yürüyüş yolu, gökdelenlerle çevrili şehir manzarasını keşfetmek için eşsiz bir noktadır. Gün boyunca yürüyüş yapabilir, nehir kıyısındaki kafelerde kahve içebilir ya da şehrin simgesel köprülerini yakından görebilirsiniz.
Riverwalk aynı zamanda eğlence ve gastronomi açısından da zengindir. Nehir boyunca sıralanmış restoranlar, barlar ve açık alanlarda düzenlenen etkinlikler ziyaretçilere canlı bir atmosfer sunar. Ayrıca buradan kalkan tekne turları, Chicago’nun ünlü mimarisini ve tarihini farklı bir açıdan görme imkânı verir. Özellikle akşam saatlerinde ışıklarla süslenen gökdelenler ve nehir manzarası, Chicago Riverwalk’u romantik ve unutulmaz bir gezi noktası haline getirir.
11. Wrigley Field (Chicago) – Chicago Cubs beyzbol takımının tarihi stadyumu.
Wrigley Field, 1914 yılında açılmış olup Amerika’nın en eski ve en ikonik beyzbol stadyumlarından biridir. Chicago Cubs takımının evi olan bu tarihi stadyum, yalnızca spor meraklıları için değil, aynı zamanda şehir kültürünü tanımak isteyen ziyaretçiler için de büyük önem taşır. Tribünleri, ünlü kırmızı tabelası ve sarmaşıklarla kaplı dış duvarlarıyla klasik bir beyzbol atmosferi sunar. Spor tarihine damga vurmuş birçok karşılaşmaya ev sahipliği yapmış olan Wrigley Field, Chicago’nun spor ruhunu en iyi şekilde yansıtır.
Stadyum yalnızca maç günlerinde değil, düzenlenen turlar sayesinde yılın her döneminde ziyaret edilebilir. Bu turlar sırasında soyunma odaları, saha içi ve kulüp tarihiyle ilgili bölümler gezilebilir. Ayrıca stadyum çevresindeki Wrigleyville semti, barları, restoranları ve maç günü etkinlikleriyle adeta bir festival havası yaşatır. Sporun, tarihin ve şehrin canlı atmosferinin birleştiği Wrigley Field, Chicago’da mutlaka görülmesi gereken kültürel ve sportif bir simgedir.
12. Chicago Cultural Center – Sanat etkinlikleri ve tarihi vitray kubbesiyle ünlü.
13. Anderson Japanese Gardens (Rockford) – ABD’nin en güzel Japon bahçelerinden biri.
Anderson Japanese Gardens, Rockford şehrinde yer alan ve Amerika Birleşik Devletleri’nin en güzel Japon bahçelerinden biri olarak kabul edilen özel bir mekândır. 1970’li yıllarda John Anderson tarafından kurulan bu bahçe, Japon peyzaj sanatının inceliklerini Amerika’ya taşıyarak ziyaretçilere dinginlik ve huzur dolu bir ortam sunar. İçerisinde küçük göletler, şelaleler, taş köprüler ve özenle tasarlanmış bitki düzenlemeleri bulunur. Doğal güzelliklerle harmanlanmış bu yapılar, geleneksel Japon bahçe estetiğini yansıtır ve ziyaretçilere adeta farklı bir dünyaya adım atmış hissi verir.
Bahçe, yalnızca görsel güzelliğiyle değil, aynı zamanda ruhsal rahatlama ve kültürel deneyim açısından da önem taşır. Sessiz yürüyüş yolları, meditasyon alanları ve geleneksel Japon mimarisini yansıtan çay evleri sayesinde ziyaretçiler burada doğayla uyum içinde vakit geçirir. Anderson Japanese Gardens, yıl boyunca düzenlenen etkinlikler, festivaller ve kültürel programlarla da zenginleşir. Japon estetiğini ve felsefesini yaşatmayı amaçlayan bu bahçe, Illinois’te doğa ve kültürün iç içe geçtiği eşsiz bir ziyaret noktasıdır.
14. Starved Rock State Park (Oglesby) – Kanyonlar, şelaleler ve doğa yürüyüşleri.
Starved Rock State Park, Illinois’in en popüler doğal alanlarından biri olup Oglesby yakınlarında, Illinois Nehri kıyısında yer alır. 1930’lardan beri koruma altında olan bu park, özellikle kanyonları, kayalık yapıları ve doğal yürüyüş rotalarıyla ünlüdür. Yaklaşık 18 kanyonun bulunduğu park, ilkbahar ve yaz aylarında oluşan şelaleleriyle ziyaretçilerine büyüleyici manzaralar sunar. Doğa yürüyüşü, kampçılık, balıkçılık ve kuş gözlemciliği gibi birçok aktivite burada yapılabilir.
Park, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda tarihi önemiyle de dikkat çeker. Yerli Amerikan kabilelerinden Fransız kâşiflere kadar birçok kültür bu bölgede iz bırakmıştır. Zengin flora ve faunasıyla doğaseverler için keşif alanı oluşturan Starved Rock State Park, yıl boyunca farklı mevsimlerde farklı güzellikler sunar. Sonbaharda yaprak dökümünün renk cümbüşü, kışın buz tutan şelaleler, her ziyaretçiye unutulmaz deneyimler yaşatır. Bu nedenle Illinois’in en çok ziyaret edilen doğal parklarından biri olarak öne çıkar.
15. Cahokia Mounds State Historic Site (Collinsville) – UNESCO Dünya Mirası antik yerleşim.
Cahokia Mounds State Historic Site, Illinois’in Collinsville şehrinde yer alan ve Amerika kıtasındaki en önemli arkeolojik alanlardan biridir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan bu alan, 700 ile 1400 yılları arasında yaşamış olan Mississippian kültürüne ait büyük bir yerleşim yeridir. Bölge, Kuzey Amerika’nın Kolomb öncesi dönemdeki en gelişmiş şehirlerinden biri olarak kabul edilir ve özellikle dev toprak höyükleriyle tanınır. Bunların en büyüğü olan “Monks Mound”, yaklaşık 30 metre yüksekliğe sahiptir ve antik Amerika’nın mühendislik harikalarından biri olarak öne çıkar.
Bugün ziyaretçiler, burada hem arkeolojik kazılardan elde edilen bilgileri keşfedebilir hem de müze aracılığıyla Mississippian halkının yaşam tarzını öğrenebilirler. Alan içerisinde yürüyüş yolları, gözlem alanları ve bilgilendirici sergiler bulunur. Cahokia Mounds, yalnızca Illinois’in değil, tüm Amerika’nın tarih öncesi kültürel zenginliklerini gözler önüne seren bir merkezdir. Hem tarih meraklıları hem de kültürel mirasla ilgilenen ziyaretçiler için bu bölge, geçmiş medeniyetlerin izlerini sürmek adına eşsiz bir deneyim sunar.
16. Illinois State Capitol (Springfield) – Eyalet hükümet binası.
Illinois State Capitol, eyaletin başkenti Springfield’da yer alan görkemli hükümet binasıdır. 1868–1888 yılları arasında inşa edilen yapı, Fransız Rönesans mimarisinden esinlenmiş tasarımıyla dikkat çeker. 110 metreyi aşan yüksekliğiyle ABD’deki en uzun devlet meclis binalarından biri olan Capitol, Illinois eyalet meclisine, vali ofisine ve diğer resmi kurumlara ev sahipliği yapar. Büyük kubbesi ve detaylı taş işçiliği ile Springfield’ın simgelerinden biri haline gelmiştir.
Ziyaretçiler, binanın içini rehberli turlarla gezerek hem mimari güzellikleri hem de eyaletin siyasi tarihini yakından görebilirler. İç mekânda mermer süslemeler, tarihi tablolar ve vitray pencereler öne çıkar. Ayrıca oturum salonları ve komite odaları, Illinois’in yasama sürecine dair önemli bilgiler sunar. Illinois State Capitol, yalnızca resmi bir yapı değil, aynı zamanda eyaletin tarihi, kültürü ve politik hayatını yansıtan simgesel bir mekân olarak Springfield’da mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır.
17. Abraham Lincoln Presidential Library and Museum (Springfield) – Lincoln’a adanmış müze.
Abraham Lincoln Presidential Library and Museum, Springfield’da yer alan ve Amerika’nın en önemli başkanlarından Abraham Lincoln’un yaşamına adanmış bir müzedir. 2005 yılında açılan bu kurum, yalnızca Lincoln’ün siyasi kariyerini değil, aynı zamanda kişisel hayatını da detaylı bir şekilde gözler önüne serer. Müzede interaktif sergiler, hologram gösterileri, orijinal belgeler ve Lincoln ailesine ait kişisel eşyalar yer alır. Bu yönüyle ziyaretçilere klasik bir müzeden öte, etkileyici bir tarih deneyimi sunar.
Müze, aynı zamanda Amerikan İç Savaşı dönemini anlamak için de büyük bir öneme sahiptir. Lincoln’ün kölelik karşıtı tutumu, Gettysburg Konuşması ve suikast süreci gibi tarihi dönüm noktaları burada detaylı şekilde anlatılır. Çocuklar ve yetişkinler için özel olarak tasarlanmış bölümleri sayesinde her yaştan ziyaretçiye hitap eden müze, Springfield’ın en çok ziyaret edilen kültürel noktalarından biridir. Abraham Lincoln Presidential Library and Museum, hem Amerikan tarihine ilgi duyanlar hem de liderlik ve özgürlük kavramlarını daha yakından tanımak isteyenler için eşsiz bir duraktır.
18. Route 66 Scenic Byway (Illinois güzergâhı) – Tarihi “Mother Road” yol rotası.
Route 66 Scenic Byway, Amerika’nın efsanevi “Mother Road” yani “Ana Yol” olarak bilinen tarihi güzergâhının Illinois’ten geçen bölümünü kapsar. 1926 yılında açılan bu rota, Chicago’dan başlayarak ABD’nin batısına doğru uzanan 3.900 kilometrelik yolun ilk ayağını oluşturur. Illinois kısmı, özellikle eski benzin istasyonları, retro kafeler, neon tabelalar ve küçük kasabalarıyla nostaljik bir yolculuk deneyimi sunar. Yol boyunca hem otomobil kültürünün hem de 20. yüzyıl Amerikan tarihinin izlerini görmek mümkündür.
Bugün Route 66, sadece bir yol değil, aynı zamanda kültürel bir miras olarak kabul edilir. Illinois Scenic Byway üzerinde seyahat edenler, Joliet, Pontiac ve Springfield gibi şehirlerdeki Route 66 müzelerini gezebilir, tarihi motellerde konaklayabilir ve klasik Amerikan yemeklerini tadabilirler. Yol boyunca fotoğraf çekmek için ikonik tabelalar ve tarihi duraklar bulunur. Route 66 Scenic Byway, geçmişle günümüzü buluşturan bir hatıra rotası olarak hem yerli hem de yabancı turistlerin vazgeçilmez duraklarından biridir.
19. Shawnee National Forest (Güney Illinois) – Garden of the Gods kaya oluşumlarıyla ünlü.
Shawnee National Forest, Güney Illinois’te yer alan ve eyaletin en büyük doğal alanlarından biri olan koruma bölgesidir. Yaklaşık 1.000 kilometrekarelik geniş bir alana yayılan bu orman, çeşitlilik gösteren ekosistemi, zengin bitki örtüsü ve vahşi yaşamıyla doğaseverler için eşsiz bir keşif alanı sunar. Ormanın en ünlü bölgesi ise Garden of the Gods olarak bilinen kaya oluşumlarıdır. Bu alanda milyonlarca yıl önce oluşmuş devasa kumtaşı kayaları, sıra dışı şekilleriyle ziyaretçileri büyüler ve fotoğraf meraklıları için unutulmaz manzaralar yaratır.
Shawnee National Forest, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, sunduğu aktivitelerle de öne çıkar. Burada yürüyüş, kampçılık, dağ bisikleti, kaya tırmanışı ve balıkçılık gibi pek çok açık hava etkinliği yapılabilir. Özellikle sonbaharda yaprakların renk değiştirmesiyle ortaya çıkan manzaralar, ormanı yılın en cazip ziyaret noktalarından biri haline getirir. Doğa ile iç içe vakit geçirmek ve Illinois’in saklı güzelliklerini keşfetmek isteyenler için Shawnee National Forest vazgeçilmez bir destinasyondur.
20. Galena Historic District (Galena) – 19. yüzyıldan kalma tarihi şehir merkezi.
Galena Historic District, Illinois’in kuzeybatısında yer alan Galena kasabasının kalbini oluşturan ve 19. yüzyıldan kalma mimarisiyle ünlü tarihi bir bölgedir. Buradaki taş ve tuğla binalar, kasabanın maden ve ticaret merkezi olarak parladığı dönemlerden günümüze kalmıştır. Dar sokaklarda sıralanan butik mağazalar, kafeler, sanat galerileri ve antikacılar sayesinde ziyaretçiler adeta zamanda yolculuk yapar. Bölge, aynı zamanda ABD’nin 18. Başkanı Ulysses S. Grant’in eviyle de bilinir ve bu da Galena’yı Amerikan tarihine ilgi duyanlar için özel kılar.
Galena Historic District, yalnızca tarihî atmosferiyle değil, aynı zamanda sunduğu kültürel etkinliklerle de canlı bir merkezdir. Yıl boyunca düzenlenen festivaller, müzik etkinlikleri ve el sanatları fuarları kasabaya ayrı bir renk katar. Ayrıca bölge, doğal manzaraları ve nehir kıyısındaki konumuyla romantik bir kaçamak noktası olarak da tercih edilir. Illinois’in küçük ama büyüleyici kasabalarından biri olan Galena, hem tarih hem de kültür meraklıları için mutlaka görülmesi gereken bir destinasyondur.